fatih üniversitesi

entry110 galeri video1
    60.
  1. 2 sene okuduğum eski okulum. malum bağlı bulunduğu cemaat dolayısı ile ya önyargı ile yada koşulsuz sempati ile bakılır bu üniversiteye. yerleşkesi büyükçekmece gölünün kuzeybatı ucunda hadımköy denen lanet bir yerdedir. burslu bir öğrenci iseniz arkadaşlarınız genelde size einstein muamelesi yapar. okulun içi hayat tek renktir. yeşil sermayenin ilim irfan ihtiyacını karşıladığı, holding sahibi ebeveynlerin mahdumları ve kerimelerinin izdivacı kovaladığı yokuşu şöhretli bu medresede mezun olmak ortalama bir öğrenci için çok kolaydır.

    eğitim dili ingilizcedir. hatta o kadar ingilizcedir ki 'türk' ile başlayan dersleri bile yoğun baskılarla ingilizce okuturlar. gandhi yi mandela yı bilmeyen sürüyle iibf öğrencisini barındırır. ki bunların birçoğu bu isimleri zikredemeden mezun olurlar. asistanların bazıları nitelikleri ile değil, abi/abla larına olan hürmetleri neticesi ile kadro alırlar. bir vize öncesi başımdan geçen bir olayı anlatayım sözlükdaş;

    bir sosyoloji dersinin visesine hoca geç kalır. ve sorular olmayınca da asistan bir kadın kişisi çoban misali sürüyü saymakla vakit öldürür. ben de entel olduğumdan mütevellit yanımda getirdiğim ilahi komedya nam kitabı açıp okumaya başlarım. bir dakika geçmeden asistan dibimde bitiverir:

    - ne okuyosun bakim sen?
    + ilahi komedya.
    - ödev mi ki bu?
    + hayır.
    - yani ödev olmamasına rağmen okuyosun bunu.
    + evet.
    - aferin sana. arkadaşlarına örnek ol hep böyle. (bu arada eli de başımda, saçlarımı okşuyor şefkatle)
    + ?? ( nereye düştüm ben bakışı)

    bir cemaat koleji ne ise bu okul da o kadardan biraz daha makyajlıdır o kadar. koruyucu, kollayıcı, talebelerinin yanlış yola düşmesinden çok korkan bir okuldur. cemaat içi hiyerarşi okulun içi sosyal yaşantıya da çok fena sirayet etmiştir netekim. büyük abiler küçük abileri süzerler. küçük abiler de kıyıda köşede korkarak dumanlanırlar. okuldaki tesettürlü hanımlar da tesettür olayının esas felsefesine yabancı olduklarından olsa gerek kampüsün içinde hediye paketi gibi salınırlar. hatta bir keresinde fiyonklu olanı bile görmüştüm ben.

    okul din ile yoğrulmuştur evet. modern siyasal düşünce dersinde hocanın * 'kadın neden sömürülüyor sizce?'
    sorusuna, 'doğurganlıklarından dolayı hocam.' deyip cümlemi henüz açamamışken iki tane nur yüzlü ablamız sınıfı terk etmişti. bir de ismail özsoy isminde bir ekonomi profesörü var ki evlere şenlik. dersinde faizin haramlığı konusunu açmaz ise o gün sıradan değildir. ve bu güzide hocamız sınıfımızın yabancı öğrencilerini biz şakirtlere emanet etmişti bir keresinde. tabi erkeği erkeğe, kadını da kadına.

    güzel yanları yok mu bu okulun? var evet. 'ötekiler' arasında aslında ne kadar da 'beri' insanlar olduğunu öğrendim ben burada. dinini kendi içinde yaşayıp bana da sadece güzel dostluğunu bahşeden güzel insanlar tanıdım. bir sürü yabancı arkadaşım oldu. ve en güzeli de istanbul da köy hayatı yaşadım sayın sözlükçü. okula en yakın sosyalleşme mekanı olan karaağaç köyü merkez kıraathanesinde çiftçi amcalarla az okey oynamadık.

    düzenleme: imla
    0 ...