aşk kaç kişiliktir

entry173 galeri
    1.
  1. Aşkın kaç kişilik olduğunu sorgulayan bir Altay Öktem yazısıdır. *

    AŞK KAÇ KiŞiLiKTiR?

    Aşk, her şeyden önce çelişkili, ipe sapa gelmez bir kavram. ister istemez insanın kafasını
    karıştırıyor. Vakti zamanında yazdığım iki şiirden birinde ;aşk tek kişiliktir; diğerinde;aşk üç kişiliktir; demiştim. Bu iki dizenin birbiriyle çelişkili olduğunu düşünenler,
    temcit pilavı gibi konuyu ısıtıp ısıtıp ;hangisi doğru, hadi söyle bakalım; diyerek alenen
    tahrik ettiler, hâlâ da ediyorlar beni; ikisi de doğru! ;Aşk iki kişiliktir; deseydim, o
    zaman topa tutabilirdiniz, sesim soluğum çıkmazdı. Çünkü aşk için her şey söylenebilir ama
    ;iki kişiliktir; denemez. iki kişi tavla oynayabilir ancak, tek kale maç yapabilir; Ya da
    sevişebilir; o da olabilir bak! Ama üçüncü bir kişi olaya dâhil olmadan aralarında aşk
    olmaz. Olamaz. Aşk tek kişiliktir; çünkü sanıldığının aksine, aşk tensel, tinsel, dinsel
    ya da cinsel değil, düpedüz zihinsel bir faaliyettir. Önce âşık olduğun kişinin üç boyutlu
    görüntüsünü alır, beynine kazırsın; Görüntü üç boyutlu olduğundan, kişi de boyuyla posuyla,
    etiyle buduyla basbayağı bir insan olduğundan beyninde çok yer kaplar tabii. Beynin
    frekansları karışır. Diyelim içler dışlar çarpımı yapıyorsun; rakamları çarptın, çıkan
    sonucu ;in çaprazındaki rakama böleceksin; Aaa! Bir bakarsın sevgilinin yüzü duruyor
    kesrin altında; Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini izliyorsun diyelim; Alex bir şut attı, birisi
    kafaya çıktı, uzaklaştırdı topu; Bir bakarsın kafayı vuran seninki! Ne işi var sahada
    diye düşünmezsin bile, çünkü biliyorsundur artık, frekanslar karışmıştır, fena karışmıştır;
    Diyelim porno seyrediyorsun; tövbe estağfurullah sevgilin yatmış bir zencinin altına,
    kerkindikçe kerkiniyor; Bu olmaz tabii, zor ihtimal. Aşk her şeyi affeder mi bilmiyorum
    ama zihin bazı görüntüleri sansürler. En fazla sevgiline biraz benzetirsin zencinin
    altındakini, tıpatıp aynısı olarak göremezsin. Görsen kan çıkar! Buraya kadar, aşkın tek
    kişilik olduğunun zihinsel kanıtlarını sunduk. Şimdi neden üç kişilik olduğu konusunu
    irdeleyelim hep beraber: Diyelim iki kişi (biri erkek biri dişi) ıssız bir adaya düştünüz.
    Elde edebileceğiniz tek karşı-cins olan kazazede arkadaşınız, hiç tipiniz olmasa bile,
    serin okyanus suları, palmiye yaprakları, uçsuz bucaksız kumsallar, röntgenlenme
    ihtimalinin imkânsızlığı, üstüne üstlük östrojen, androjen, testesteron miktarlarının gün
    geçtikçe artması neticesinde pompalama, pompalanma durumunun ortaya çıkması kaçınılmaz
    olur. Ama aranızdaki şey asla aşk değildir. Çünkü aşk, birbirine mecbur olan iki kişinin
    değil, sonsuz seçenekler arasında birbirini seçen iki kişinin arasındaki frekans
    karmaşasına ve çapraz ilişkiler bütününe verilen addır. Kısacası, iki kişinin birbirine
    âşık olması için üçüncü kişi şarttır. Aşk, ancak bir başkasına rağmen yaşanabilir.
    Bu yüzden aşk, hem tek kişilik, hem de üç kişiliktir. Üçüncü çoğul şahıstan birinci tekil
    şahısa uzanan dikenli bir yoldur. Zordur. Geçenlerde, Aysel Gürel herkesin bildiği ama
    kimsenin birbirine, hatta kendine bile itiraf edemediği bir gerçeği açıkladı ki, bu da
    aşkın en az üç kişi arasında yaşanan bir duygu olduğunu apaçık kanıtlıyor. Erkekler
    sevişirken affedersiniz öküz gibi tepinir, kadınlarsa hayal kurar. Evet, her kadın bir
    erkeği sever, ama sevişirken bir başkasını hayal eder. Kadınların herkesten, çoğu kez
    kendilerinden bile sakladığı bu gerçeği öğrenince ister istemez ;hadi lan; diyor insan.
    Benim sevgilim benden başkasının hayalini bile kurmaz; Kurar canım, bal gibi de kurar.
    Ama bunda bozulacak bir şey yok. Senin sevgilin başka birinin hayalini kurarken, o anda
    hiç ummadığın bir kadın da senin hayalini kurarak orgazgamik (Japon bızır katlama sanatı)
    hareketler yapıyordur. Böylece denge kurulur. Hak yerini bulur. Zaten doğada her şeyin
    kendine özgü bir dengesi vardır. Aşk da, seks de dâhildir bu dengeye. En dengesiz
    insanların dengesizce sevişmesi bile, tüm dünya halklarının sevişme potansiyeli göz önüne
    alındığında, toplamdaki dengeyi oluşturan küçük bir ayrıntıdır yalnızca. Kısacası aşk,
    tek kişilik, üç kişilik, çok kişilik, ama asla iki kişilik olmayan tuhaf bir duygudur.
    Thomas Dumas, hayatı boyunca kadınların en kuytu yerlerini ölümsüzleştiren o fotoğraf
    ustası ve acayip laflar dehası, her nasılsa aşkın kaç kişilik olduğu konusunda ağzını
    açıp da tek bir laf bile etmemiş. Hayret! Yazıyı onun bir cümlesiyle süsleyeyim dedim,
    olmadı. Ama ölmeden bir hafta önce, Fildişi sahillerinde bira içen Yasmin adlı bir kadının
    fotoğraflarını çekerken;Beni Türk kadınlarına emanet edin; dediği rivayet olunur.
    Neden Türk kadınları, bilmiyorum. Vardır Dumasın bir bildiği. Dumas'ın ruhu şad olsun
    diye, Türk kadınları üstüne kafa yoracağım tuttu, haftaya artık!
    7 ...