Ülkücü-Türkçü fikriyatla tanıştığımda ve ülkü ocaklarının içerisine ilk adım attığımda ilk karşı çıktığım şeydir. Aslında burada söylenen şudur, lider "parti lideri", doktrin "parti doktrini", teşkilat "parti yapılanması" yani olayın bütünü değil çekirdeği tartışılmaz. ancak bu il başkanlarına, ilçe başkanlarına, hatta ve hatta mahalle başkanlarına kadar indirgenmiştir.
içerisinde büyük kitleleri barındıran bir teşkilatın her kademesi tartışılabilir. mantık çerçevesinde.
Ben lideri tartışırım, ocak başkanını beğenmem tartışırım, ilçe başkanından haz etmem tartışırım buna kimse engel olamaz! yok engel olurum diyenler varsa, parti içerisinden çıkacak olan çürük elmalara katlanmak zorunda kalır. nitekim antalya ülkü ocaklarının skandalını az çok herkes hatırlar. bu adamı zamanında o ocakta bulunan bazı çocuklar ve tanıyanlar merkeze şikayet etmiş ancak merkez delil yok diye araştırmadan hüküm vermiştir. sonuçları ağır olmuştur!
bugün 9 ışık doktrini bile tartışmaya açıktır. çünkü eksikleri vardır, hükmü kalmayan şeyler vardır içerisinde. örneğin 2-3 gün önce bu eksiklerden birini başbakan kullanmıştır mhp kadrolarına karşı!
ben 7 yıl önce "9 ışık doktrini eksiktir, teşkilat içerisindeki profesörler ekonomi üzerine yeni eklemeler yapmalıdır, bazı şeyler çıkartılmalıdır" dediğimde bana sözlü linç girişiminde bulunan ülkücü arkadaşlarım şimdi neler düşünüyorlar acaba merak etmiyor değilim. hani lider-teşkilat-doktrin tartışılmaz kıskacına boğulup kalmıştınız anlıyorum ama gerçekten merak ediyorum 9.ışığı ciddi ciddi oturup incelemiş miydiniz?
ülkücülere o zamanda söylemiştim yine bu vasıta ile söylüyorum.
Alparslan Türkeş'in çok güzel politik bir yaklaşımı vardır... "değişen şartlarda değişmemek aptallıktır!"
şartlar değişti bizde değişeceğiz! bu ülküyü satma, tasfiye etme değil, ülküyü diriltme ve yenileme! yoksa ne doktrin kalacak, ne teşkilat, ne lider...