kitapların pahalı oluşu

entry122 galeri
    1.
  1. dün yatağımdan kalkıp, elimi yüzümü yıkayıp, bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra sözlüğe girip her zaman ki gibi başlıkları okurken pazar günü evde oturan erkek ile ilgili yazılanları görünce içerledim. (bkz: pazar günü evde oturan erkek) yazılanların hiç birinin içine girmiyordum resmen kategori dışıydım. dayanamadım napsam diye düşünürken sözlükten bir arkadaşın okumam için önerdiği kitap aklıma geldi. o zaman çıkıp kitap alayım en azından bir kategori yaratmış olurum kendime diye düşündüm.

    ben bir hışımla evden çıktım cebimde 18 türk lirası ile kitapçıya gitmeye karar verdim. "internet üzerinden sipariş versene neden çıkıyorsun" diyenler olursa diye düşündüm sonra kredi kartı denilen hededen bende olmadığı için bunu yapamadım. "ee kapıda öde seçeneği var onu deneseydin" diyenlere de o da kitapçıya gittikten sonra aklıma geldi.

    neyse efendim konuya dönelim.

    kitapçıya girdim günaydın merasiminden sonra;
    -ben maxime chattam'ın kara büyü kitabını arıyorum da siz de var mı acaba?
    +bir saniye bekletecem sizi bakıp hemen geliyorum. evet varmış.
    -fiyatı nedir acaba?
    -24.5 türk lirası.

    şimdi cebimde 18 türk lirası olunca kendimle bir iç hesaplaşmaya girdim, çarptım, böldüm, çıkardım yok efendim denkleştiremiyorum. iç hesaplaşmam da bile parayı denkleştiremiyorum. ben bu kitabı nasıl alabilirim derken kitapçı o büyülü soruyu sordu;
    -alacak mısınız kitabı?
    +eee, peşin alımda indirim yapıyor musunuz?
    -maalesef yapamıyoruz, dedi. bunun bize gelişi bu be abi der gibi baktı.

    ama ben cebimdeki parayla alacam bu kitabı yetmese de alacağım diye iç geçiriyordum. ayrıca bu kitabı okumanın da yollarını arıyordum.
    +peki d&r'daki gibi her gün sizi ziyarete gelsem bi kaç sayfa okuyup gelsem hem size de arkadaş olurum. diye bir öneri sorunca kitapçı yine;
    -olmaz. diye klasik cevap verdi.

    abi param çıkışmıyor adama söyleyemiyorum da eksik kalıyor diye gurur var inceden ben tam umudumu kaybetmiş kapıdan dışarı çıkıyorken kafamın üstünde bir lamba yandı! hemen tekrar dönüp;
    +abi son bir önerim var size dinler misin?
    -söyle bakalım, dedi.
    +kiralık kitap olayı hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sordum. adam önce bir afalladı
    -nasıl yani?
    +şöyle ki; ben bu almak istediğim kitabı sizden kiralıyayım 10 gün olur, 20 gün olur size belirli bir süre içinde okuyup bitirme süresi vereyim ve ben o süre içinde bu kitabı bitirip geleyim siz de benden makul bir ücret alırsınız.
    -hmm, peki bu makul ücreti nasıl belirleyeceğiz?
    adam da napsın ekmeğinin peşinde haklı bir yerde.
    +mesela 5 günlük kiralama için 1 ya da 2 tl alabilirsin. 5 ve 5 in katlarıyla çarparız.
    -5 güne 2 lira ise 10 güne 4 lira mı diyorsun yani.
    ben bunu duyunca hemen bir iç hesaplaşmaya girdim yine. çarptım, böldüm, topladım derken evet dedim. hatta deyip ekledim.
    +eğer süreyi geçirirsem geçikme faizi bile alabilirsin dedim. bu önerim onun çok çok hoşuna gitmiş olacak ki bana göz kırptı.

    neyse sağolsun abinin anlayışı sayesinde kitabı aldım. diyeceğim o ki gerçekten kitap fiyatları pahalı. tamam yazarın emeği, yayınevinin çabası, uğraşması var ama okumak istiyor işte insan. bu kiralık kitap önerisi de ilerde tutarsa eğer telif hakkı bana aittir ona göre.

    bu arada halime acıyıp kitap yollamak isteyen arkadaşlar muhakkak olacaktır. yollayın.
    8 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük