hisleri öyle bi gizlemek ki sonunda yerini unutmak

entry5 galeri
    1.
  1. 16 yaşındayım. lise 2. sınıftayım.

    günlerden cuma, o gün okula gitmemeyi tercih ediyorum. ne bileyim işte, canım istemiyor. ama insan 16 yaşındayken okula gitmeme kararını yalnız başına alamıyor. alsa bile uygulayamıyor. sonra annem geliyor. kalk diyor, devamsızlıktan kalabilirsin. oysa her gün okula gidiyorum. bir gün bile devamsızlığım yok. sebebiyse basit; çünkü okul benim tatilim.

    yatağımın başında bekleyen anneme dönüyorum; ve, bugün uyuyayım diyorum. annemin hiç tadı yok, birkaç yalancı ısrar cümlesi kurup görevini yapıyor. annemi o kadar iyi tanıyorum ki; aramızda öyle bir bağ var ki; tek kelimesinden ne demeye çalıştığını anlayabiliyorum. bunları yaşarken saat sanırım sabahın yedisiydi. sonra uyuyorum.

    uyandığımda saat dokuzdu. insan o yaşlarda uyurken hayatın durduğunu sanıyor. sanki her şey durağan.

    allah'ım 3 yıldır babam, annemi aldatıyor. annem bunun farkında, ben farkındayım ama hiç kimse birbirine bir şey söylemiyor. hiç kimse bu konu hakkında konuşmuyor. babam bir hafta sonu ankara'ya gider, başka bir hafta sonu sivas'a gider, sonraki hafta zonguldak'a. kim bilir kaç hafta olmuştur babam her hafta sonu iş seyahatinde. ve babam yalova'ya gider, aslında hep oraya gider.

    allah'ım sanki alarm gibi. annemle babam her sabah kavga ediyor. ve ben hepsini duyuyorum. hepsini hissediyorum ama görmüyorum.

    babam bugün yine hazırlanıyor. tıpkı geçen cuma gibi ya da ondan öncekiler gibi. annem, babamın nereye gittiğini bilmiyor ama niye gittiğini biliyor, babam konya diyor. annem inanmıyor ama inanmış gibi yapıyor. her şeye rağmen babamın kolalanmış gömlekleri var, tertemiz iç çamaşırları var, ütülenmiş kravatları var. annem sanki hatam yokmuş der gibi görevlerini aksatmıyor. annemin bitişini izliyorum. elimden bir şey gelmiyor.

    bu cumanın diğer cumalardan bir farkı var. bu cuma bardağı taşıran son cuma. babam konya'ya gidiyor. her zamanki gibi annem yolculuğu sormak için babamı arıyor. aslında amaç yolculuğun nasıl geçtiği değil. bu tamamen bir kontrol.

    bugün benim için çalışma günü, okul benim tatilim. babamın iş yerine gidiyorum. otoparka bakıyorum. lanet olası arabamız orada. ve babamı orada görme ihtimali, iş yerine gitmeme engel oluyor, eve dönüyorum. annem erken döndün diyor; hayırdır diyor. bir şey söylemiyorum. zaten küçüğüm be. insan daha ne kadar olgunluk taslasın, dökülüveriyor işte ağzımdan. annem ağlamaya başlıyor. allah'ım annem ağlarken sesini duyuyordum ama ilk kez görüyorum. o ağladıkça ben de ağlıyorum. sonra evde matem var. akşam oluyor, kasvet var. annem, babamı arıyor; neredesin diyor. bursa'dayım diyor babam; trafik çok diyor. arabada diyor annem, ahmet kitabını unutmuş, orada mı diyor. az sonra diyor babam, biraz dinleneceğim; o sırada bakarım. sonra annem bela okuyor, küfür ediyor, ağlıyor, sinir krizi geçiriyor. ve işte cuma günü böyle geçti. babam belki 4 yıl eve hiç uğramadı, ara sıra aradı, ara sıra konuştuk. ve benim için beklenen oldu, annemle babam boşandılar.

    benim için zor. annem için çok daha zor ama annem duygularını gizlemiyor.

    lisede dostlarım vardı, çok iyi dostlar, hiçbirine boşandıklarını söylemiyorum, sırf bana baktıklarında acımasınlar ya da ne bileyim üzülmesinler diye. belki de onlara güvenemediğim için söylemiyorum. sonra üniversiteyi kazanıyorum. babam belki de kazandığım için yardım ediyor, annem ediyor. ve ben hiçbir arkadaşıma annemin ve babamın ayrı olduğunu söylemiyorum. ama sanki kendimi yalancıymış gibi hissediyorum. bir türlü samimiyet duvarlarını yıkamıyorum. ve sonra ona söylüyorum. furkan benim en yakın arkadaşım, en iyi dostum. aslında onu 1,5 yıldır tanıyorum ama ona güveniyorum.

    ve işte furkan'a söylediğim o güne dönelim.

    babam arıyor, 30 günün 20 günü yurtta değilmişsin diyor, furkan'a git ama çok abartmamış mısın diyor. baba diyorum, istanbul'daydım, düğünün olduğunu biliyorsun ve vizelerimiz de daha yeni bitti diyorum. sonra babama durumu iyice izah ediyorum. babam anlıyor ve hak veriyor. sonra bu olayı furkan'a anlatıyorum. furkan olayın unutkanlık olduğunu sanıyor. tabii ki öyle sanır, ona göre her şey normal. furkan diyor ki; olur oğlum arada öyle şeyler, mesela diyor, babam daha yeni para gönderdi, gönderdiğini unutmuş, bir daha sordu göndereyim mi diye. yok diyorum, aynı şey değil diyorum. sonra devam ediyorum, benim annemle babam ayrı. lise 2'den beri ayrılar, aynı evde kalmıyoruz diyorum. laaaaaan diyor furkan. ulan bir insana bakarsın diyor, dertsiz sanırsın ama öyle olmuyor. sonra da dertleşiyoruz.

    allah'ım şimdi hislerim nerede, yerini bulamıyorum. o kadar gizlemişim ki insanlardan... allah bir şey demiyor ama annem diyor ki; nereye koyduysan oradadır. ah canım annem.
    43 ...