Modernizmin-sonrası ya da ötesi olarak algılanan süreci lyotard postmodern durum olarak tanımladı ve aynı adlı kitabında moderniteyi ve modern düşünceyi bu bağlamda sorunsallaştırdı. postmodernizmin en önemli teorisyenlerinden biri olan lyotard'ın temel eseri postmodern durum'dur.
Post-modern dönemde bilgi denilince akla yüksek modernitenin dolaylı bir ürünü olarak bilimsel bilgi gelir. 19. yy dan bu yana bilgi, bilimsel bilgi ile özdeşleştiriliyor. Oysa tek bilgi türü bilimsel bilgi değildir. Anlatısal bilgi, post-modern toplumlarda gücünü yitirmiştir. Bunun nedeni bilginin meşrulaştırılması sorununda yatar.
Bilimsel bilgi, kendisinin dışında kalan tüm bilgi türlerini yeterlik ve işlevsellik ölçütü temelinde değerlendirip bir kenara fırlattığı için, artık bütüncül bir anlatısal bilgi temeline de sahip değiliz.
lyotarda göre bilgi değerini yitirmiş, alınıp satılan bir meta haline gelmiştir.
Meşrulaştırma, bilginin temellendirilmesi ile ilgili bir sorundur. Anlatısal bilginin temeli; adalet, mutluluk ve büyük anlatılar(meta anlatılar)dır. Bunlar ne bir teknik üretebilirler ne de bir teknoloji. Oysa bilimsel bilgi kendisini kanıtlamış ve tersine çevrilemez bir durumlar ve süreçlere toplamıyla meşrulaştırılmıştır.
lyotard ; meşrulaştırıcı bir güç olarak meta anlatıların tükenişiyle modernitenin bittiğini düşünmeye yatkındır. Bu onu post-modernite fikrine götürür.
moderniteyi en iyi anlatı kavramının anlattığını söyler. Ona göre modernlik aslında bir söylem biçimidir. Modernliği, kendini meşrulaştırma olarak söylem ile açıklarken; post-moderniteyi, inanmama olarak söylem ile açıklar.