bu adı ilk güzelim şarkı "yine mi çiçek"te duymuştum, "haber etsek o yare, gelse bomonti'den " diyordu. merak etmiştim bomonti neresi diye, sonra istanbulda bir semt ve aynı zamanda çok meşhur bir bira fabrikası olduğunu, hatta türkiyenin ilk bira fabrikası olduğunu, ama uzunca bir süredir piayasalarda olmadığını öğrenmiştim, tüh be yetişemedim o çağlara diye üzülmüştüm.
sonra artık nasıl olduysa (muhtemelen bunda behzat ç"nin de etkisi var) çok sık adını duyar oldum bomonti"nin,tekrar gün yüzüne çıktı nihayet ve tabi ilk fırsatta da denedim.ve sanırım artık bira geçmişim "bomonti öncesi" ve "bomonti sonrası" diye 2 ana başlık altında incelenebilir.
bomonti"den önce, bira benim için içecek bir şey bulamayınca, veya çok fazla içmek istemediğimde tercih ettiğim bir içecekti, özel bir tercih değildi yani. miller severdim içimi hafif ve tadı güzel olduğu için, bir de carlsberg. efes fazlasıyla acı gelirdi, tadından hoşlanmazdım. yani uzun lafın kısası bira içmeyi sevmezdim. hani durduk yere hadi bi bira içeyim diye aklıma gelmezdi.
ne zamanki bomonti"yle tanıştım, gerçek bira tadı neymiş onu anladım. bira içmeyi özellikle tercih eder oldum. akşamları evde otururken, tv izlerken veya ders çalışıp yorulduktan sonra "hadi bi bomonti içeyim" der oldum,diğer bütün biralar silindi gözümde, öyle bişey ki bu, benim için ayar süper miller"dan sert ama efesten de yumuşak, tam kararında yani. artık sadece bomonti var, birayı bana bomonti sevdirdi diyebilirim.
edit: evet fazla uzatmış, fazla anlam yüklemiş olabilirim ama gerçekten yeri bende çok özel.