Zaman hızla akıp gidiyor ve ben ona yetişemiyorum.
Odamda, beyaz duvarın üzerinde tek başına asılı duran saate bakıyorum. gözlerini göremesem de onun da bana baktığını adım gibi biliyorum. Hiç susmayan tik tok seslerini dinliyorum. Bana bir şey anlatmaya çalıştığını hissediyorum. Dışımdan söyleyemesem de içimden " lütfen benim için birazcık durabilir misin, dinlenmek istiyorum. " diyorum. Saat hiçbir duygu belirtisi göstermeyen kaskatı suratını oynatmasa da konuştuğunu hissediyor ve ürkütücü sesini içimde duyuyorum : " Söylediğin şeyin tek bir yolu var ve bunu sen de biliyorsun. " Söylediği cümle beynimde yankılanıyor. Korkmaya başlıyorum.
Düşünmemeye çalışıyorum ama böyle yapınca daha fazla düşünüyorum. Sevdiklerimi yanımdan alan, saatin bana "tik tok" sesleriyle anlatmaya çalıştığı zamanın bir gün benim için de duracağını düşünüyorum. Saat hiç durmadan çalışıyor, günler boş geçiyor ve ben sona her geçen gün daha da yaklaşıyorum.