Okullarda verilen eğitimin amacı, vatandaşı kapitalist
devletin istediği şekliyle sorgulamayan, korkan, sadece kendi
çıkarını düşünen , günü kurtarmaya çalışan aşırı faydacı birey
haline getirmektir. Böyle bireylerden oluşan toplum kolayca
yönetilebilir. Korku sayesinde kitlesel gücü kullanması engellenir.
Bu birey borçlandırılarak hiç istemediği işlerde çalışarak patronlarını
ve patronlarının seçtiklerini tatmin ederler. Bu tatmin orgazm noktasına varır.
Onları patronları seçmiştir farkında değildirler. Kapitalist eğitim, insanları
bir ev bir araba almaları ve ev kurmaları için bir ömür geçirmeye ve bu süreçte
etliye sütlüye karışmamaya hazırlar.
Okul politik ,toplumsal ve ekonomik güce sahip olanları(kodamanları) korumaktadır. Diğer insanları ise uzman, uzman değil, uyumlu ,uyumsuz şeklinde sınıflandırmakta ve topluma tanıtmaktadır. Uzmanların görüşünün herşeyin üstünde
olduğunu empoze eder. Tanıdığımız ilk uzman öğretmendir. Mutlak bilgiye sahiptir. Eleştirilemez!Hatası yüzüne vurulamaz. Bu formasyondan çıkan
birey kendisine söylenene değil söyleyenin titrine bakmaya koşullandırılmıştır.
Yoksunların (Eğitimden yeteri kadar nasiplenememişlerin), okulda daha fazla okul eğitimi görmüş olanlara, bunların oluşturduğu tuzu kuru tabakanın önderliğine boyun eğmeleri gerektiğini öğrenirler.
Kuşkusuz mevcut eğitim sisteminin amaçlarından biri, inançların içselleşştirilmesi ve var olan toplumsal yapıyı sorgusuzca destekleyecek bir vicdanın geliştirilmesidir. içselleştirme bu anlamıyla pozitif bir kavram değildir. içselleştirmeinsanın sorgulamadığı inanç sistemlerinin sanki kendi duygu ve düşünceleriymiş gibi kabul etmesidir.
Günümüzde bilgi, insanlar tarafından kullanılmaktan çok insanları kullanan bir şeye dönüşmüştür.
Devam edecek....