efendim söylemesi ayıptır belki ama kendim mimarım, yüksek mimar. uzun dönemli sanat eğitimleri, bu konuda kafa patlatmacalar, tezler filan derken sanata karşı aşırı derecede hassaslaşmış bir bünyem var. yaşadığım yerde hoş bir teyzecik bu elişi kurlarına başlamış, yağlıboya kursu. kadın zaman zaman uğrayıp bana işlerini filan gösterip hem fikir alışverişinde bulunmak hem de işleri hakkında yorum yapmamı istiyor. ben de onunla konuşuyorum, yardımcı olmaya çalışıyorum. şimdi kadının hedifi --ressam-- olmak. yani bu demek oluyor ki copy-paste kültüründen ya da bakıp çizme mantığından sıyrılıp kendi fikirlerinin sentezini tuvale dökmesi gerekiyor. bunu da yapabilmek için çeşitli okumalar yapması ve kafa yorması gerekiyor. ama kadın bunların derdinde değil.
dün akşam yine geldi ve illa bir övgü koparma peşinde. ya bu kurslarda teknikle beraber neden işin felsefesi de verilmez ciddi anlamda anlamıyorum. bu kadar ucuz bir kavram mıdır çizmek. sevgili elişi kursu meraklısı ev kadınları vakit geçirmek için süs-püs yapmak çok güzel ama kafayı süslemek de bir o kadar keyifli olur bana göre.