Dünyanın en boktan sabahıydı.
Kuşum hiç susmuyordu,
Kafesindeki aynayı gagalayıp duruyordu.
Camımın önündeki lağım patlamıştı
Ve etraf bok kokuyordu ve kültablasını
Gece yatağa dökmüştüm.
Sabaha kadar bütün yatağa bulaşmıştı.
izmaritler ve küller arasındaydım, ölüyordum.
Güneş çoktan doğmuş ve batmaya hazırlanıyordu.
Telefon çalıyordu;
Verdiğim bir söz üzerine arayan eski bir dosttu.
Doğrulup günlük küfrümü ettim.
Bir süre oturdum yatakta.
Başım çatır çutur dökülüyordu avuçlarıma.
Duşa girip gereğinden fazla ayıldım.
Çıkıp bir bardak viskiyle açığı kapadım
Ve evden bıraktım kendimi;
Dayanılmaz istanbul trafiğine..
Lafı uzatmayalım.
Kötü bir cafe&bar'a gittik.
Sayısız tekila, bira ve viski içtim
Bir de adını bilmediğim bir kokteyl.
Fakat orospu çocukları içkilere öyle çok su koyuyordu ki
Ne yapsam sarhoş olamıyordum.
Muhabbet hiç iç açıcı değildi.
Eski arkadaşlarla asla eskisi gibi konuşulmaz.
Ben de "kötüyüm" ve "işim var" arası bir yalan söyledim.
Çıkıp yürüdüm biraz
Ve damsız alan ilk bara attım kendimi.
Zifiri karanlık ve kötü kokuyor.
Etrafta birbirinin kıçını avuçlayan erkekler,
Esrar çeken yaşlı kadınlar
Ve paraya aç travestiler var.
Tam benlik. Yalnız kalabilirim.
Kendimi bara attım
Barmenin tam karşısına.
Gereğinden yüksek bir tabure
Ayaklarım sallanıyor boşlukta.
Bir sek viski söyledim,
Barmen tatlı bir kız,
Sadece fazla makyajlı
Ve kendini müziğe kaptırmış
Hiçbir içkiyi düzgün hazırlayamıyor.
Koyduğu biraların yarısı köpük
Ve kokteyleri.. Tanrı bilir.
ilk viskiyi tek dikişte bitirdim.
ikinciyi de.
Üçüncüyü de söylemiştim ki
Yanımda oturan kadını farkettim.
Daracık ve simsiyah elbisesi,
Saçlarıyla uyaklı ela gözleri..
Yüzü için tanrı ne kadar uğraştı kimbilir.
Bacaklarından aşağı doğru kaydı gözlerim.
Uzun topuklu ayakkabılarına, ince bileğine,
Ve bileğindeki kuyruklu yıldız dövmesine takıldım.
Sanırım biraz uzun dalmışım.
Bakışımı farkeden yanımdaki yaşlı kurt:
(Yaşına göre iyi götürüyordu içkileri)
- O ayakkabıların içindekini görmek için
Bir çok şeyimi verirdim, evlat, dedi.
- Anlayamadım.
- Kadın, diyorum, çok güzel,
Belli bakımlı da.
-Evet. Doğrusu hoş parça.
- Kırmızı ojeye bayılırım;
Hele böyle körpeyse..
insan böyle kızlara baktıkça
Bütün gururunu yıkıp köle olmak istiyor..
- Haklısın. Bir dene istersen şansını, yer değiştirebiliriz.
- Yok artık.. Benden geçti böyleleri,
Şansımı arkamızdaki travestiyle deneyeceğim,
Yeterince sarhoş olursam o da..
- Yapma.. O kadar da umutsuz olmamalısın.
Ayaklarını yalatmak isteyen egoist kadınlarla dolu burası.
- Umarım haklısındır.
Göz kırpıp içkisine döndü.
Dünyayı düşündüm. Sıkıcıydı.
insanları düşündüm;
Farklı hayaller için aynı savaşı veren,
Farklı fantezileri olan,
Aynı yatakta bambaşka sevişen insanları..
Ne ilginçtiler. Neler vardı şu hayatta.
Ama hak veririm hepsine;
Bakımlı bir kadının sevilmeyecek bir yanı yoktur.
içkimi bitirip yenisini söyledim.
Ve kaybedecek ne var ki diyip
Yanımdaki kadına yaklaştım.
Kulağına eğilip bir süre parfümünü içime çektim;
- Yanımdaki adam ayaklarını yalamak için her şeyini verirmiş.
Abartılı bir şekilde kahkaha attı.
- Söyle arkaşına arkadaki travestileri denesin,
Veya yeterince parası varsa kapının önünde
Her şeyi yapacak o kadınlardan bulabilir.
- Bana travestileri deneyeceğini söyledi,
Ayrıca arkadaşım filan değil, sadece bilmeni istedim.
- Neden.. Bilmemi istedin?
- Bir nedeni yok, yalnızım ve sen güzelsin ve konuşcak hiçbir şeyim yok.
Hepsi bu..
Güldü yine uzun uzun, itici gelmeye başlamıştı.
- Sevdim seni.
- Neden?
- Dürüst birine benziyorsun, saf hatta.
- Şimdi ben de seni sevdim güzelim.
- Neden? (Dişleri bu bara yakışmayacak kadar beyazdı)
- Bana dürüst dedin hatta biraz "saf".. Dile benden ne dilersen!
- Niye. Yoksa sinsi bir zampara olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun.
- Hayır ben dürüst ve safım.. Kullan beni, sabaha kadar.
- Anlaşıldı. iyisi mi içkime döneyim.
Memnun oldum.. Adın her neyse.
- Sen bilirsin. Ben de memnun oldum.
içkime döndüm, yaşlı kurt,
Gözüne kestirdiği travestiyle dans ediyordu.
Barın gerisi aynı tantana,
Göz gezdirirken etrafa, az ilerde,
Bir oğlan dudaklarını yalayıp bana göz kırptı.
Orta parmağımı gösterip barmene döndüm.
- Bir viski daha, buzsuz.
Kafa yormaya değmezdi aslında
Hiçbir şey..
Sadece insan, özellikle içerken,
Bir şeyleri düşünmek isterdi.
Cebindeki parayı, sevdiğini,
Dışarda yağmur yağıp yağmadığını,
Yarınki maçları,
Barmenin ona nasıl baktığını
Kredi kartının son ödeme tarihini.
Saçmaydı belki ama yapacak başka bir şey yoktu.
Ben de bu şiiri yazmayı düşünüyordum o sırada.
Güzel dizeler kuruyordum kafamda,
Şimdi hatırlamadığım..
Birden bana döndü yüzünü,
Ela gözlerinde heyecan vardı.
- Sen kesinlikle safın teksin.
- Ee? kullanacak mısın beni?
- Hayır.. Yani bilmiyorum.
Önce tadına bakmam gerek.
Dudakları dudaklarıma yaklaşıyordu.
Hazırdım. Her zamanki gibi.
Fazla zor olmamıştı ve çok güzeldi.
Güzel kokuyordu, biraz içkili.
Ama ne yaptığından kesinlikle emin.
Birden çektim başımı geri.
Sevdiğim kız belirdi gözümün önünde.
En son onu öpmüştüm.
Başkası layık olamazdı artık dudaklarıma.
Bir tek onu sevmiştim.
Adını umursamadığım sıradan kadınlar
Koynumda şefkatli uykularına dalarken,
Ben, bütün düşlerden sıyrılıp
Onu düşünmüştüm.
Öpsem, aldatmak olmazdı belki adı..
Çünkü adı konulmamıştı.
Olsun.
Ben ona aittim artık.
Her ne kadar onun olmamı istemese de.
Kıyamazdım,
Kurduğum hayalleri incitmeye.
..
Gay olup olmadığımı sordu.
Olmadığımı söyledim.
Hesabı istemek için
Barmenin dikkatini çekmeye çalışıyordum.
Nedenini sordu. Özgüveni kırılmış.
Açık sözlülüğü hoşuma gitti.
Ona güzel olduğunu söyledim.
Neden öpmediğimi sordu bir daha,
iktidarsız olup olmadığımı sordu,
Öyleyse çekinmeden itiraf edebileceğimi söyledi.
Gecenin devamından korktuğumu düşünmüş olmalı.
Hayır, dedim.
- Sadece aşığım.
- Biliyordum, iktidarsızsın.
( Son kez duydum o rahatsız eden gülüşünü.)
Bakış açısına bağlı, deyip gülüşüne eşlik ettim.
- Penisini kaldırmanın tek yolu onunla sevişmek,
Ya da onu unutmak.
Çok kesin söylemişti. inen son dinden alıntı bir dua gibi.
- Tahmin edebiliyorum da, sen nerden biliyorsun.
- Hiç. Senin gibi bir çocuğa aşıktım eskiden. O söylemişti.
- Seviştiniz mi bari?
- Hayır. O sevdiği kızla hiç sevişmedi.
Ve hiç unutmadığı için, ben de onunla sevişemedim.
Söyleyecek bir şey kalmamıştı.
Umut çok azdı. Hesabı ödedim.
iyi geceler dileyip kalktım.
Çıkarken yaşlı kurtu göremedim.
Muhtemelen kötü bir otel odasında,
Varlığımı bile unutmuş bir halde,
Barda dans ettiği o travestiyi yalıyordu.
Ve ben, hala aşk'ı düşünüyordum.