atanamayan öğretmenler

entry144 galeri
    33.
  1. ara ara gündeme gelen bir 'atanamayan öğretmenler' sendromu var. çeşitli platformlarda seslerini duyurmaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. protestolarındaki temel argümanlarının; 'devletin alım yapacağına dair söz vermesi' olduğu ortada. yani devlete üst düzey bir güven var. zaten sıkıntı da bu noktada başlıyor. bu sıkıntının kaynağı da devletin 'baba' gibi görülmesi yaklaşımı. 'devlet baba' tabirinin uzantısı. bu tabiri kullanan sayısı az değildir. böylece bilinçaltına, bireyin devlet karşısında aciz durumda bulunan bir çocuk olduğu işleniyor. bu da 'vatandaşlık' modundan çıkıp, bir tür 'kulluk' moduna geçişe sebep oluyor. yaşlıların resmi dairede şapkasını çıkarması gibi mesela. tabii buradaki benzetme mecazi. kilit nokta, duyulan güvende gizli. sonuçta, üst yapıyı yöneten kesim siyasetçilerden müteşekkil. siyasetçi dediğinin sanatı, 'nabza göre şerbet verme' üzerinedir genelde. bu nedenle devlet dediğimiz biraz da değişkendir, 'şizofren'dir. haliyle 'şizofren' görüntü verebilen birine ya da bir yapıya da tamamen güvenilmez, ona bel bağlanmaz. meseledeki ana uyuşmazlık budur. şahsen katılmasam da, şöyle bir söz vardır, malum; 'babana bile güvenme'. hal böyleyken, siyasetçinin yönettiği bir yapıya nasıl güvenirsin? tam bu noktada şöyle bir yanılgı da var. seçim zamanı şartların değiştiği söyleniyor. bu çok normal. çünkü politikacının gözü sandıktadır. yaptığı icraatın değerlendirilme yeri sonuçta orası. sınav merkezi yani. tabii ki sınavın iyi geçmesi için çalışacak. 'öğretmen'i de halk. samimiyetine inanmıyorsan, cevap orada verilir. bu arada özel kurumlarda da; 'biz sizi ararız' diyenlerin ne kadarı gerçekten arıyor acaba? o aranmayan insanlar da eylem mi yapsın şimdi; 'ararız' demiştiniz, kaç haftadır bekliyorum, sözünüzü tutmadınız diye? bunun ucu yok ki. yanlışlıklar yok mu? çok. ama olaya 'devlet baba' penceresinden bakınca, işler sarpa sarıyor. keşke herkesin istediği olabilse. ama zor. sözün özü; devlete 'baba' misyonu yüklemekten kaçınmak gerekiyor. aksi halde, derin hayal kırıklıkları, büyük umutsuzluklar kaçınılmazdır maalesef.
    1 ...