fransızlar, alman üstün gücüne karşı savaş kararı aldığında, karşı hücum veya saldırıdan ziyade, majino hattına gömülerek, alman saldırılarını püskürtmeyi düşlemişlerdi. hat, tünel ve tren yolları ile birbirine bağlanıyordu ve fransa topraklarının derinlerine inşa edilmişti. hitler, fransızların çok güvendiği ve aşılması hayli zor olan majino hattı yerine, direnişin en zayıf halkasına saldırmayı planlıyordu. fransızlar savaşa hazırlanmak yerine, bir bakıma savaştan korunuyorlardı.
öte yandan, üstün alman propagandası kamplardaki fransız askerlere: "neden savaşıyorsunuz?" diye soruyordu. zaten mental açıdan dirençli olmayan fransız psikolojisi, korkuyla karışık bir hale bürünmüş olarak, almanların çeperlerini daraltmasını beklemeye aldı.
güney kısma fransızlar, 78 tümen koydular. aşağıdan mussolini'nin ilerleme tehdidine karşılık da, 17 tümen koymuşlardı. savaş ilanında dahi bulunmayan alman orduları, aniden bir hareketle üst kısımdaki lüksemburg, danimarka gibi küçük ülkelerin kuzey sınırlarından majino hattına girdiler. tam da beklenmedik alman saldırısı karşısında yarılmaya başlayan hattın ardına da, alman uçakları yoğun bombardımanlar yapıyorlardı. uçaklarca temizlenen hat arkası alanlara, 10 bin dolayında alman paraşütçü girmeyi başardılar. müttefikler, asıl saldırının majino üzerine yapılmasını beklerken, asıl saldırı beklenmeyen bir yerden, arden ormanından yapılmıştı. arden saldırıları sonrası, fransız ordusunun 5 de 2 si kaybedilmişti ve sağlam tümen sayısı artık 50'di. üstelik, hat geçildiğinde, paraşütçü akınları nedeniyle, savunma yapacak ihtiyat birlikleri de yok olmuştu.
nihayetinde, alman orduları majino'nun sol kanadını kıskıvrak hapsederek, geri çekilmeye zorladı. artık hat yarılmıştı ve beyaz bayrak muhabbetleri dönmeye başlamıştı. mussolini de, sıranın kendisine geldiğini farkedip, askerini yukarı, kuzeye doğru sürmeye başlamıştı.
artık teslim olmak isteyen fransızlar, birinci dünya savaşı sonrası versay antlaşmasının imzalandığı o vagonda hitler'in doymaz egosu için ağır bedeli ödeyeceklerdi..