bu linke tıkladığınızda itü'de fahri doktora ünvanını alan neşet ertaş'ın bulunduğu salonun bomboş olduğunu göreceksiniz. unesco'nun 2010 yılının ''yaşayan insan hazinesi'' ilan ettiği, devlet sanatçılığını reddetmiş, son yıllarını maddi sıkıntılarla geçirmiş bu insanın yanında bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan var.
fakat bakıyorsunuz sosyal medya'da neşet ertaş'ı ağzından düşürmeyen, ölümüyle birdenbire neşet ertaş hayranı olmuş binlerce insan var. ortalık yıkılıyor. bu başlık altında da onu savunan, laf söyletmeyen insanlar mevcut. işin garip tarafı bu insanlar anlattığım şeyler yaşanırken kimse yoktu. bende yoktum. böyleyiz biz. tek yaptığımız internet üzerinden tepkilerimizi verip, kimse için eyleme geçmemek. kıçımızı bu koltuklardan kaldırmamak. gerçek değiliz anlayacağınız.
bu duyarlılığın, bu koruma güdüsünün tek sebebiyse çok acıdır ki '' ölülere karşı yükümlülüğümüzün olmaması''. ama neşet ertaş olayı çok evvelden çözmüş ve demiş ki;
''ah yalan dünyada
yalandan yüzüme gülen dünyada''