amacım polemik değil ama bunları yazmayı gerek görüyorum : ekşi sözlükte 'magna carta' rumuzlu bir arkadaşımız magnus carlsen hakkında bayağı bir atıp tutmuş, zannedersem satrançtan pek de anladığı yok. şunu da belirteyim istanbul satranç derneğine ara sıra uğrayan çok kuvvetli bir amatörüm ve az çok satrançtan anladığım için yazılarına karşılık olarak bir reddiyedir. Diyor ki :" gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu olacaktır fakat bir kasparov olabilir mi?" diye sormuşum ve olamaz kanaatine varmışım" demekte. * gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu oluyor fakat bir kasparov olamıyor, o zaman kasparov' u geçemiyor demek değil mi? yani en iyi satranç oyuncusu olamıyor manasına geliyor ve kendisiyle çelişiyor. 2. diyor ki :' ingiliz büyük usta luke mcshane'e karşı oyunu nerdeyse kaybedecek noktaya geldi. buna rağmen bir şekilde oyunda kalmayı başardı, pozisyonunu yavaş geliştirdi ve oyun sonunda kendine yarattığı şansları iyi değerlendirerek oyunu kazanmasını bildi.' oyunu incelemelerimde ve yapılan analizlerin hiçbirinde luke mcshane" e kaybedecek duruma gelmedi, bunu hangi analizlerden çıkarıyor ya da hangi internet sitesinde böyle bir analiz görmüş açıklamıyor? 3. diyor ki :
"her pozisyondaki en iyi hamleyi değil ama rakibini en çok zorlayabilecek hamleyi seçmesi. bu şekilde baskı altında kalan rakipleri, oyun esnasında bariz üstün olmalarına rağmen kazancı bulamayabiliyorlar ve üstünlükleri gittikçe eriyip yok oluyor. oyun sonrası analizlerinde anlaşılıyor ki rakip bir dizi doğru hamleyle oyunu rahatça kazanmaktaymış." iyi de bu zaten satrancın bilinen bir yanı emanuel lasker tarafından satrancın psikolojik yönünün vurgulanmasıdır ve magnus carlsen' in rakiplerini ne kadar iyi analiz ettiği ve satranca odaklandığını gösteriyor. 4. "bu tarz bir oyun en son mikhail tal tarafından tercih ediliyordu." bu sözü tam bir komedi, tal' ın şöyle bir felsefesi vardı. önce feda et sonra düşün tabi ki hatalı bir düşünce tahtada kaos çıkarmakta tal' ın üstüne yoktur. carlsen' in ise yanlış fedalarla ilgili saplantısı olmamakla birlikte çocukluk yılları hariç ( bazı oyunlarında şüpheli fedalar var )
yaptığı her fedayı tam olarak hesapladığını tüm analizler ortaya koymaktadır. açılış konusunda kendisine katılıyorum, açılış yönü en zayıf olduğu noktadır. ama şöyle bir gerçek var ki satranç programlarının gelişmesi ve bununla birlikte beraberlik olasılıklarının ortaya çıkması carlsen' i bilinmezliklere doğru yönlendirmiş olabilir. 5. yine kendisi diyor ki : 'ne zaman satrancın açılış ve oyun sonu teorilerine bir katkısı olmaya başlar, kimselerin ulaşamadığı bakir topraklarda zaferler kazanır, ne zaman oyun hakkında bize bilmediğimiz kurallar, prensipler ve özel konumlar öğretir, o zaman bir kasparov olabilir. bunun için de oyun stilinde, şu anda menfaatine olmayacak bir dizi değişiklik yapması gerekir.' bu ise tam bir zırvalık. açılışa amenna ama oyun sonunda şu anda dünyanın en iyisi olduğu bilinen bir gerçek herhalde 'karsten müller' gibi oyun sonu uzmanının magnus carlsen'in oynadığı oyun sonlarıyla ilgili internet sitelerinde analizler yapması ve oyun sonlarının carlsen gibi oynanması gerektiğini söylemesini kaçırmış. bakir topraklardan bahsediyor carlsen' in istediği de zaten daha önce hiç oynanmamış analiz edilmemiş konumlara rakibini çekmek istemesidir.
ve kazandığı oyunların çoğunu bakir topraklarda kazanmıştır. magna carta kendisine satranç konusunda çeki düzen vermelidir.