tekrar yayınlansın denilen çizgi filmler

entry55 galeri video1
    36.
  1. elbette ki fox kids ve jetix çizgi filmleridir. 402 nolu sınıf, andy'nin nesi var, nascar yarışçıları, ajan köpeklerin gizli dosyaları, tutansetamon, eek the cat, the kene, wunschpunsch vs... hepsi birbirinden güzeldi bana kalırsa.

    şimdiki çocukların izlediği çizgi filmleri falan görüyorum da gerçekten şimdiki çocukları ya salak yerine koyuyorlar ya da gerçekten öyle yetiştiriyorlar. ne bileyim, ben asla şu kocaman kocaman 20 punto harflerle yazılmış çocuk masal kitaplarını okumadım mesela. sevmezdim yani, okumaya başladım başlayalı ki 4 yaşında öğrendim okumayı. bu konuyu konuştuğum çoğu arkadaşım da aynı şekilde okumamışlar öyle şeyler. ben 6 yaşındayken babam eve 17 ciltlik walt disney çocuk ansiklopedisi getirmişti, çılgın ata ata okudum onları seneler boyunca. il il türkiye ansiklopedisi vardı mesela 3 cilt. onlardan illerin isimlerinin menşeileri, adetleri, coğrafyaları hakkında bir şeyler okurdum, çekirdek çitleyerek ansiklopedi okumaya da bayılırdım mesela. neden? çünkü evde bunlar vardı, çünkü tek çocuktum, çünkü sabahtan akşama kadar evde tek başımaydım, çünkü evde bilgisayar yoktu. yemediğim bok kalmadı benim o evin içinde.

    şimdiki çocuklar ise böyle değil benim gördüğüm kadarıyla. oturtuluyorlar televizyonun bilgisayarın başına, saatlerce dünyadan koparılıyorlar. tamam ben de çok yaşlı değilim, 90'ların sonlarında yaşadım çocukluğumu. devir de değişti, tamam, birsürü teknolojik alet var artık. bunların hiçbirisi çocukların dışarı çıkması, bir şeyleri keşfetmeye çalışması, kendi başlarına bir şeyler yapmaya çalışmalarını engellememeli. bilgisayar, televizyon bunlar elbette ki kullanılacak şeyler; ama ben bu yaşıma geldim hala başından kalkacak kadar bilinç geliştiremediysem varın gelin 9 yaşındaki çocuğun halini siz düşünün.

    bunda en büyük pay kuşkusuz ana babaya ait. bakmayacaksan, ilgilenmeyeceksen 'e hadi evlendik, bir de çocuk yapalım.' diyerek yapma çocuğu. sonra o piçlerle başkaları uğraşmak zorunda kalıyor. kadın daha kendi oda toplamayı, mutfak işi yapmayı bilmiyorsa, erkek daha kendi cebindeki cüzdanı idareli kullanamıyorsa -var böyleleri, şaka değil- bunların çocuğundan ne beklenebilir ki?

    dediğim gibi, çocuk nasıl bir çevrede yetişirse öyle huylar kazanarak büyür. benim çevremde ansiklopediler vardı, onları okudum, bilgisayar yoktu, televizyon vardı, pembe dizi falan izlerdim 8 yaşında. müzik seti vardı, şarkı sözlerini kasetlerin kağıtlarına baka baka kasetle beraber söylerdim. uzun bir koridor vardı, yaldır yaldır top oynardım evin içinde. mutfakta bulaşıklar olurdu, onları yıkardım. çevrem böyleydi çünkü. şimdiki çocukların çevrelerine bakınca, bu çocukların gerizekalı yetişmemeleri mümkün mü? ne mental ne de fiziki geliştirecek şeyler var çünkü çevrelerinde.

    tam bir popülarizm ve yabancılaşma kültürü var bir de yeni çocuklarda. gelenek ve görenekleri beğenmiyorlar, hep bir avrupai ve amerikancılık özentisi var. bu da gene çevrelerinden aldıkları bir şey, genetik değil ki. ben özel olarak bir türk halk müziği veya türk sanat müziği enstrümanıyla uğraşıp ilgi duyan veya bir koroda görevli veya işte bir şekilde müzikle uğraşan çocuklar dışında türkü bilen veya zeki müren, zekai tunca falan dinleyen gençler görmüyorum, bilmiyorum. tanıdığım çevremde yok yani. ben de o yaşlardaki halimi biliyorum, birsürü türkü falan biliyordum, severim de yani dinlemeyi, çalabilsem çalmak da isterim. bu da gene çevreden gelen bir şey. annem durup durup aklına esen türkülerden bir parça söyler dururdu evde. ondan geçti yani bana da. ask.fm'de salak salak videolar çekip kendisine laf edenlere laf yapan çocuklar var abi, neyin tatavasını yapıyoruz biz ya? ben 10 yaşında bok diyemezdim, adam 10 yaşında ana avrat sülale diye sayıyor. zeka seviyelerini buradan ölçmek gerek.

    nereden geldik bu konuya? çizgi filmden. ya amına kodumun japon animelerinin neyine gülüyorlar, neyini izliyorlar gerçekten anlamıyorum. porno anlayışları bile çizgi film ayarında olan bir millet yani bunlar. gerçeği varken çizgi filmini yapan adamlar. çizgi filmleri de bir acayip. çizgi şeklinde gözler, kafanın üstünde beliren su damlacıklarıyla oluşan şaşırma efektleri, keskin çizgilerle bezenmiş çizim güçleri falan. en başta saydığım çizgi filmlerin yanına yaklaşamazlar, konu olarak olsun, teknik olarak olsun. ama her yerde bu koduğumun japon çizgli filmleri dönüyor artık. sevimli kahramanlar falan vardı ya, tom ve jerry vardı. tom jerry 1940 ile 1961 arasında yapılmış olan bir çizgi filmdi yanılmıyorsam. adamların mizah anlayışına falan bakar mısın 60-70 yıl önce? bir de bu sik kafalı japon askerlerinin 2012 yılında yaptığı şeylere bak. jetix bile bir müddet sonra bu japon çizgi filmlerinin esareti altına girmişti. galaktik futbol diye bir şey vardı en son hatırladığım. ne kadar saçma bir şey. isminden belli. uzayda falan dönüyor maçlar. ya hadi bi' siktirin gidin ya.

    meb müfredatı çok basite indirgedi mesela geçen senelerden itibaren. son bir iki yıldır da ygs-lys falan yeni müfredat üstünden yapılıyor. soruları görseniz fizik sorularında işlem yok ulan. öyle de bir müfredat yani. adamların bir bildiği var, adamlar bir geribildirim alıyor demek ki öğretmenlerden ki böyle basitleştiriyorlar. bizim fen lisesindeki hocalarımız bizim üst dönemlerimizi özlediklerini söylerlerdi ve şimdi de bizi özlediklerini söylüyorlar. demek ki gerçekten bir salaklaşma var nesilden nesile.

    şu 15-16 yaşındaki kızların kısacık etekler giyip, dekolteli kıyafetler giyip fotoğraf çektirip sonra da kendilerinin adından başka bir şey bilmediği bir program olan photoshop vasıtasıyla o fotoğrafın gençler arasında fotoğraf rötuşuyla uğraştığı bilinen bir arkadaş tarafından düzeltilmesiyle oluşan cafcaflı fotoğraflara da hastayım. cümle düşük olmuş olabilir, bu da size koyabilir. her neyse, bu kızlarımız bu fotoğrafları çektiriyorlar, bak sana yemin ediyorum, bunun için aynen lc waikiki katalog çekimlerindeki mekanlar gibi, boş, izbe, terk edilmiş ama mizanpajı iyi olan mekanlar arayan kızlar biliyorum ben ya. daracık daracık yerlere giriyorlar, özenle seçilmiş elbiseler, ayakkabılar falan giyip, sonra da fotoğraf çekilip facebook'a falan koyuyorlar. bu arada mizanpaj kelimesini hayatımda ilk defa bir entry'de kullanıyorum, yanlış bir kelime seçimi yapmış olabilirim, siktir et. sonra bir bakıyorsun, aboneleri dahil olmak üzere -ki bu abonenin anlamı şudur: seni arkadaşım olmaya bile layık görmüyorum ama abazanlığını fotoğraflarıma bakarak asılmanla giderebileceğini düşünüyorum- 354 kişi falan beğeniyor. bir bakıyorsun ki 349'u erkek. geri kalan 5'i de zaten kızın kanka grubu falan. sayılar sıkmaca tabii, yoksa böyle insanlarla arkadaşlık falan yapmıyorum. 'bu lavuk nereden biliyor, yoksa??? jahasajkhdjakshd' falan diye geçirmeyin aklınızdan. ama ben şuna inanıyorum, bu kızlar şimdi ve sonraki hayatlarında gösterip vermeyen tipler olacaklar, henüz üniversiteye başlamadılar sanıyorum, göreceğiz hep birlikte.

    bir de bu fotoğraf olayını erkeklerin de yaptığına şahit oldum. 15-16 yaşındaki elemanlar dünyanın parasını üst baş almaya harcayıp şık şık fotoğraflar çektiriyorlar. tabii şıklığın yarısı gene photoshop'tan. adobe da olmasaydı memlekette suratına bakılacak kız kalmayacaktı anasını satayım. tabii bunları beğenen daha az oluyor. ama gene 100-150 vardır diğerine 354 dediysek. 15-16 yaşındaki çocuk 31 çekmeye yeni başlamış, sen nereden öğrendin amına koyim kızların ilgisini çekmeyi falan? kızla yatsan, bir bok da yapamayacaksın. biyolojik olarak imkansız bir kere. amacın ne peki o zaman kardeşim? kızlardan övgüler alacaksın, götün kalkacak bu mu? o kızlar 3-5 sene sonra senin hayatını sikecek, haberin yok. sonra arabesk rap dünyasına kayacaksın, ya da ask.fm'e falan içerken video çekip koyacaksın, 'gizem bu şehirden alıp başımı gittim, ama seni sevdiğimden bak yine döndüm, nolur bana dön.' diyeceksin; ama atalarımızın da çok güzel söylediği gibi kaçan balık büyük olacak ve o kız senden sonra 4. çocukla çıkmaya başlamış olacak, neler görmüş neler geçirmiş olacak. sen rüyanda otuzbir çekerken, o kız sakso çekecek. genel konuşuyorum tabii, her kız böyle olmaz haliyle. her erkek de böyle olmaz. ama genel durum böyledir yani.

    ulan bir çizgi filmden çıktık, yazdığım en uzun entrylerden biri oldu. iyi de oldu, cerahati attık. arada sırada böyle olması iyi oluyor. saygılar.
    0 ...