hem batıcı hem de batı karşıtı olan kemalist

entry13 galeri
    10.
  1. Neresinden tutsanız elinizde kalacak tarih yanılgıları ile dolu açıklama. Öncelikle kemalist kavramını idrak edilememiş iken pasarofçalara, batı müziğine sapmak kafayı almış götürmüş. Neyse acele etme bakalım bizim de meydanımız var rüzgarı arkamıza alalım efil efil anlatalım. Benim örneklerim basit türden olacak çünkü gereksiz bilgi sunmak yerine mantıklı açıklama yapmak taraftarıyım. Atatürk zaten kendisine ait bir medeniyeti başkasından öğrenmeyeceği için onun izinden giden kemalistler batıcı veya batı karşıtı olmaları da mümkün olmayacaktır. Tezi çürüten yazıyı buyrun okuyun.

    " Avrupa'nın gördüğü son medeniyet, temeli ETRÜSKLER'e dayanan Roma Medeniyeti'dir...

    Ancak Roma 5. asırda HUNLAR'ın akınlarına uğramış, iyice zayıflamıştı. Nihayet 410 yılında Vizigot kralı Alarik'in, hemen arkasından (455) Vandal kralı Gaeserik'in istilâsına uğrayarak yıkıldı.

    Bundan sonra Avrupa'da medeniyet değil, vahşet hüküm sürmeye başladı... italya'da Ostragot, Fransa'da Frank ve Almanya'da Germen krallıkları kuruldu. Yalnız bunların hepsi, kuzeyden gelen tam anlamıyla barbar kavimlerin etkisinde idiler.

    Öyle ki, bütün Avrupa'da bir fırtına gibi esen VANDALLAR'ın adı, VANDALiZM olarak VAHŞET anlamında kullanılmaya başladı.

    Bundan sonra Avrupa'nın batısına 1000 yıl bilim ve medeniyetin kırıntısı bile uğramadı!.. Bir tek, güneyden ispanya'ya giren Araplar'ın getirdiği Endülüs medeniyeti zirveye çıktı ama, bundan da barbar ve vandal Avrupalılar nasiplerini uzun yıllar alamadılar.

    imparator Kostantin'in ölürken hükümranlık alâmetlerini Roma kilisesine bırakması, 400'lü yıllardan itibaren bu kilisenin önemini, krallara bile hükmedecek düzeye çıkartmıştı.

    işte buna dayanarak Papa diye tanınmaya başlıyan Roma kilisesi başpapazı, Frank kralı Clovis'i (461-511) eski Roma imparatorluğu'nun vârisi ilân ederek Avrupa'yı bağışladı!.. Böylece "Kutsal Roma imparatorluğu" kavramı doğdu.

    Ancak kurulan devletlerin ne kutsallıkla, ne de eski Roma'yla hiç bir alâkası yoktu!.. Öyle ki, 1096'da başlıyan Haçlı Seferleri ordularında, 1000 yıl önceki Roma disiplin ve intizamını görmek mümkün değildi. Hepsi çapulcu ve başıbozuk gruplardan ibaretti, ve sözümona Kudüs'ü müslümanlardan kurtarmaya giderken, Avrupa ve istanbul gibi hıristiyan diyarlarını yağmalamalarını kimse önleyememişti!...

    TARIK bin Ziyad'ın 711'de ispanya fethine girişmesi, Endülüs Emevi Devleti'nin kurulması, Avrupa için bir fırsat teşkil etmişti. Hem son din iSLAM'ın nurundan, hem de açık fikirli Araplar'ın geliştiği bilimden yararlanmaları; ve Paul'un uydurma dininden, Vandallar'ın vahşetinden kurtulmaları mümkündü.

    Ne yazık ki, Pirene Dağları iSLAM'ın ve ENDÜLÜS Medeniyeti'nin ispanya'ya mahsus bir özellik olarak kalmasına yol açtı. Pireneler'i aşamadılar.

    Vizigot, Ostrogot, Vandal, Germen, Frank barbarlarının etkisi altındaki Avrupa gittikçe karanlığa gömülürken, ENDÜLÜS dönemin en medeni toplumlarından birini oluşturdu. Tuleytu (Toledo), Kurtuba, işbilye (Sevil), Gırnata önemli kültür merkezleri haline geldi.

    Öyle ki, bir tek Kurtuba Kütüphanesi'nde bulunan 500.000 kitap, o tarihlerde bütün Fransa'da bulunan kitap sayısından daha fazla idi!..

    işte bu Arap eserleridir ki, 15. asrın sonunda Avrupalılar'ın eline geçecek ve Rönesans'ın temelini teşkil edecektir... Fizik, kimya, matematik, astronomi, tıp ve felsefe, hatta şiir ve edebiyat işte bu şekilde Avrupa'ya girecekti.

    Avrupalılar, 1000 yıl önce unuttukları Yunan feylezoflarının, Roma düşünürlerinin fikirlerini iSLAM eserlerinde bulacaklar, ve tercüme ederek kullanacaklar, sonra da "Yunanlılar ve Romalılar bizim atamızdı!" diyeceklerdi!..

    Halbuki Avrupa'nın onlarla hiç bir bağlantısı kalmamıştır!.. Roma Hamamı, TÜRK Hamamı olmuş, Ayasofya'nın kubbeleri SELiMiYE, SÜLEYMANiYE ve SULTAN AHMET camilerinde ihtişamını sürdürmüştür. iyon ve Roma medeniyetinin gerçek vârisleri, TÜRKLER'dir. Sadece onlar, kendilerinden önceki her medeniyet unsurunu, kendi özellikleri ile meczederek yaşatmışlardır."

    Batı medeniyeti zaten bizim arap-türk medeniyeti sonucu ortaya çıkmış bir medeniyettir.

    Ayrıca bir kemalist olarak şunu da belirtmek isterim ki ;

    Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda Batı emperyalistlerin güçleri ve bilinen her aracı ile Türk ulusunu emperyalizme araç yapmak istemelerine engel oluyoruz. Böylece bütün insanlığa hizmet ettiğimiz kanısındayız...

    Ezilen uluslar bir gün ezen ulusları yok edeceklerdir diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, yeniden ezilen ulusların, Asya ve Afrika halklarının bayrağı yapmak, biz Atatürkçülerin, biz devrimcilerin namus borçlarıdır.

    - Bütün dünya bilsin ki benim için tek yanlılık vardır. Cumhuriyet yanlılığı, düşünsel ve sosyal devrim yanlılığı...

    Atatürk'ün bütün dünyaya duyurduğu bu ilerici ve devrimci düşünceleri ne yazık ki, ülkeyi Atatürk'ten sonra yöneten, yönettiğini sanan politikacılar eliyle hançerlendi ve Atatürk, gerçek nitelikleri ile değil, beylik anma törenlerinin donmuş kalıpları olarak tanıtılmak ve benzetilmek istendi.
    Atatürk'ü hiç olmazsa bu yıl, gerçek nitelikleri ile tanıtabilirsek, geçmiş dönemlerin ihanetleri bir ölçüde unutulmuş olur. Kurtuluş Savaşı'nın yüce önderini inançla selamlıyoruz.. Şu bilinmelidir ki o savaşta dönemin en güçlü ordularından olan ülkeleri kısıtlı imkanlar ile savaşan kahraman mehmetçiklerimiz ve ulu önderimiz unutturulmayacaktır. Bizler hayran olunacak bir maziye sahip olduğumuzun farkındayız. Müslümanların tek çaresi atatürkçülük ve kemalizm ideolojisini kavramaktır.
    5 ...