dinler ön kabuller gerektirir. yani, bir dine inanan kişinin dini bir hususu kabul etmesi için kendisinin mantık yönünden ikna edilmesi, emredilen veya nehyedilen mevzunun mutlaka günlük hayatta fayda veya zararının gösterilmesi gerekmez. bu aynı zamanda, emredilen veya nehyedilen şeylerin hikmetinin araştırılmasına engel değildir.
başlıktaki mesele de, böyle bir dini vecibe hakkında hüküm içerir. inanan kişi için; bu, böyledir. ama inanmayanlara ne oluyor ki, milyonlarca insanın inanarak amel ettiği bu hüküm hakkında kendilerini ulema yerine koyup fetva verebiliyorlar veya aşağılamak, küçümsemek, dalga geçmek maksadıyla kullanabiliyorlar? doğrusu, anlamak mümkün değildir.
yukarıda ifade ettiğim gibi, bu mevzu, hz.peygamber'in hadis-i şerifiyle ortaya konmuş bir hükümdür, inanıp inanmamak insanın kendi elindedir. ama dalga geçmek, küçümsemek, aşağılamak kimsenin haddine değildir.