Türk dünyasına gelmiş en önemli kişiliklerden biridir. Verdiği eserler ve Türklük lehine çalışmalarından çıkar beklememesiyle ahlaki yüksekliğinin ne denli olduğu rahatlıkla ortaya çıkar (nitekim kendisine önerilen birçok mevkiye bu düsturla gelmemiştir, isteyen ismet Paşayla yazışmalarını rahatlıkla bulabilir). 1908 kabinesinde ve TBMMde yaptığı işleri bilmeyenler, Türk tarihi, Tıp üzerine verdiği eserleri bilmeyenler, okumayanlar, Lozandan Moskovayla anlaşmalara 7-8 tane Türk devletinin kaderini belirleyici anlaşmalardaki görevini bilmeyenler veya bilmek istemeyenler, Her ne hikmetse ölümünden bilmem kaç yıl sonra ingilterede ortaya çıkmış ve Görüşlerinin tam tersi birileri tarafından bastırılmış güvenilirliği sıfır olan bir kitapla onun hakkında yargıya varırlar.
Dr. Rıza Nur istiklal harbinde yüzlerce hatta binlerce yaralıya bakmış, saltanatın kaldırılmasında büyük rol oynamış (bu rolden haberi olmayanlar TBMM kayıtlarını karıştrabilirler, Saltanatın kaldırılması için verilen Takrir onundur haliyle ilk imza onundur, Son imza da bir mühür misali Mustafa Kemalindir!), Türk tarihini bir tarihçi sistematikliğinde olmasa da Bir Türkçü ahlakıyla ele almış toparlamış (ki bu kadar kapsamlı bir tarih yazımı ondan önce yapılmamıştır), Oğuz Kaan destanını hayatının en zor dönemlerinde günümüz yazısına dökmüş, Şiirleriyle Türklere Türklük bilinci aşılamış bir abide şahsiyettir. işte bu yüzdendir ki onun hakkında ipe sapa gelmez iddialar ortaya atılır.
Türk inkılabındaki yüksek yeri, Mustafa Kemal sonrasında unutturulmak istenmiştir ki böylelikle Türk inkılabının bir tarafı öksüz kalsın!
ek: Bir de kendisine dinsiz! denmiş. Dinsiz Türkçü olmaz. Kendisi de zaten Sinoplu bir ailenin dindar bir çocuğudur. Milletin dini hakkında bu kadar rahat yorum yapanlar, Mustafa Kemalden, Akçura'ya birçok büyük Türk hakkında da şerefsizce yorumlar yapmışlardır. Bunun da tek açıklaması Türk düşmanlığıdır.