kitap fetişizmi

entry9 galeri
    5.
  1. "bir okuma disiplini yaratmak sadece teşvik edici bir şeye fazlasıyla rol yüklemektir. okuma tinsel hayatın eşiğidir, yolu gösterir yolu oluşturmaz" diyor marcel proust. bence de böyle. insan okumaya kaptırdığında kendini amacını unutabiliyor. uzun zamandır görmediğin arkdaşlarınla toplanınca herkesi dinlemeye çalışırsın da her muhabbetten az az duyarsın ya hani, öyle bir şey oluyor. tamam kim ne yazmış niye yazmış olayını bilirsin, ancak mevzuların derinine inebilmek için üzerine düşünmek, aynı konuda başka sesler işitmek sonra yine düşünmek gerekir çoğu zaman. en zor aşama ise karara varabilmektir. "evet bu böyledir" diyebilmek, işte o zaman yolunu yapmışsındır. yoksa "şu bunu demiş, bu bunu demiş"ten öteye sana kalan birşey olmaz. konusu açıldıkça ortamdakilere laf taşırsın yani.

    ikinci durumsa şudur: kitap fetişizmi kişiyi kitap koleksiyoncusu yapar. bu konuda da walter benjamin'in kütüphanemi düzenlerken diye bir yazısı vardı. kısacası artık kitabın ne söylediğinden çok ona sahip olma, onu meta olarak biriktirme hastalığına kapılma, kısacası bir kitap koleksiyoncusu olma durumuna düşürür.

    "abi ben kitap okuyorum" ya da "şu kitabı okudum" söylemlerininse kitap fetişizmiyle alakası yoktur. dikkat çekmek, muhabbet etmek, karı kaldırmak adına edilen laflardan öte değillerdir.
    0 ...