hadis

entry152 galeri
    64.
  1. bu konuda biraz malumat yapmak isterim açıkçası. neticesinde insanların kaçırdığı öyle noktalar vardır ki, insanlar hadisleri pekala yanlış yorumlamaktadırlar. envai çeşit ateist münasebetsiz zındıklar da bu açıkları oldukça iyi kullanmaktadırlar. zaten bu ameleler genelde dinden iki nedenden çıkarlar; ''islam'da recm sorunsalı'' veya ''islam'da özgürlük sorunsalı''. bunlara ilaveten; kadın hakları, cariyelik, mürtedlik mevzusu gibi açıklaması basit konulardan da ''böyle din mi olur yeaaaaaa'' düşüncesiyle çıkmaktadırlar. bunlar genelde hadis ilmi ile alakalı oldukları için, biraz anlatmak gerekli.

    öncelikle hadis ilminin ne olduğu üzerinde ekseriyetle durmak lazım. hadisi değerlendirecek arkadaşlar öncelikle şu kaideyi unutmayacaklar: ''hadis akıl ilmi değil, nakil ilmidir.''

    bu kaide nereden ileri geliyor? insanların çağlar geçtikçe her haltta hadisleri tevil etmemesi için konulmuştur bu kaide. günümüz modernist tatlı su müslümanlarının ifade ettiği gibi, ''bu saçmadır, bu mantıksızdır, bu olmaz'' diye ali ağaoğlu mantığıyla hadisler reddedilmez. hadislerde problem üç bakımdan ortaya çıkabilir: ravi problemleri, senet problemleri ve kronoloji problemleri. ravi problemlerine en büyük örnek, ebu hureyre(ra) ile alakalıdır. peygamber efendimizin yanında uzun bir süre bulunmamasına rağmen, inanılmaz miktarda çok hadis rivayet ettiği için, ebu hüreyre(ra)'nın rivayetleri hakkında birtakım şüpheler olması doğaldır. elbette ki bu kutlu insanları eleştirmek haddimize değil, sadece durum tespiti yapıyoruz. senet problemleri ''sahih ve hasen'' denilen hadislerle alakalıdır. hadislerin müttefekun olarak aktarılması, yani toplu bir şekilde aktarılması, o hadisin sahih olduğuna delildir. hasen hadis de güçlü bir senetle ifade edilen hadislere verilen isimdir, sahih hadislere yakındır. bu tür kuvvetli delili olan hadislerin çoğu; buharî, tirmizi, müslim, ibn mace, ebu davud gibi kaynaklarda bulunur ve bu kaynaklar sahih kabul edilir. bu kaynaklar islam'ın 2. en büyük delili olan hadislerin en güvenilir kaynaklarıdır bu nedenle inkar edilmeleri, tevil edilmeleri hoş karşılanmaz.

    peki problemli hadisler var mıdır? elbette vardır. ancak hadis ilminin durduğu nokta; problemlerin hadisin kendisinden kaynaklandığı konusunda değil, problemlerin hadisin naklinden kaynaklandığı konusundadır. yani zaman içerisinde deformasyona uğrayan hadislerin metnine bir şeyler eklenmiş, çıkarılmış vesaire olabilir ancak bu hadisin ana hatları ile doğru olmadığını göstermez. buharî gibi rivayetçilerin de bu hadisleri aldılarsa hadislerin doğru olduğuna inanılır. amma ve lakin, şu nokta önemlidir ki bu konuda geçmiş alimler fazla malumat yapmamıştırlar: hadislerin bağlamı.

    hadislerin bağlamı hususu, meyusâne bir biçimde dışlanmıştır. hz. muhammed (sav) efendimizin söylemiş olduğu sözlerin bağlamı, ne üzerine söylendiği vesaire fazla dikkate alınmamış; zahiri anlamda değerlendirilmiştir. bu nedenle bazı hadislerde problemler çıkabilmektedir. nitekim bağlam artık kaybolmuş, peygamberin o sözü ne üzere söylediği tam olarak bilinememektedir.

    peki sahih de olsa, buharî'de de yer alsa hadis uydurma olabilir mi? uydurma olmasa dahi, hatalı ve eksik pekala vardır. bunu hadisi inkar etmeden nasıl tespit etmeli? işte şöyle:

    (Hadisimi Kur’anla karşılaştırın. Kur’ana uyarsa o söz benimdir, uymazsa benim değildir.) [Taberani]

    ilk olarak yolumuz, islam'ın ana kaynağına bakmak olmalı. orayla çelişiyorsa, doğru değildir. ama bakın, bunu herkes yapamaz. geçmiş alimlerin görüşlerine de pekala bakmalıdır. o yorumları incelemelidir. ben sadece yol gösteriyorum birkaç tane.

    ikinci olarak, peygamberin fiili sünnetine uyup uymadığına bakılır. peygamberin fiili olarak yapmadığı bir konuyu, sözle beyan etmesi beklenemez. ancak burada bir takım işarî manalar göze çarpabilir, bazı konularda bir takım ruhsatlar verilebilir. bu konular için sözlük bir cennet. açılan hadis konularında gerekli tafsilli açıklamayı yaparız.

    üçüncü olarak, peygamberin şahsi fikri mi yoksa, dinin emri mi olduğu konusudur. burada da peygamberin önemli bir uyarısı vardır:

    Peygamberimiz Medine’ye geldiğinde, Medineliler hurmayı aşılıyorlardı. Peygamberimiz “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Onlar “Biz bunu yapardık.” dediler. Peygamberimiz “Belki yapmazsanız daha iyi olur.” dedi. Onun sözüne uyarak bu işlemi terk ettiler de hurma ürün vermez oldu. Bu durumu Peygamberimiz’e hatırlattıklarında kendilerine şöyle buyurdu: “Ben ancak bir insanım. Size dininizle ilgili bir şeyi emrettiğimde onu alın. Kendi görüşümden bir şeyi emrettiğimde ise ben ancak bir insanım.”

    Müslim, K. Fazail 140; Hanbel 3/152

    Ben ancak bir insanım. Sizler aranızdaki davaları bana getiriyorsunuz, umulur ki bazılarınız delillerini diğerlerinden daha iyi dile getirirler de ben duyduğum üzere onlar lehinde bir hükme varırım. Kime (haksız yere) kardeşinin hakkından hüküm verirsem, o kardeşinin hakkı olan bu şeyi kesinlikle almasın. Haksız yere alan için ancak ateşten bir parça ayırırım.

    El Kadı Iyaz, Eş Şifa

    yani peygamber de din dışı konusunda hata yapabilir. mesela ebu davud'un ''hadis sahih değil'' dediği kadınların sünnet olması hakkındaki hadis, peygamberin ''belki böyle yapmasan daha iyi olur'' dediği bir olay yüzünden islamî camia tarafından yapılması gerekli bir iş olarak görülmüş ve bu uygulama nedeniyle, birçok insan fiziksel olarak acı çekmiştir. bu tür konulara dikkat etmelidir.
    0 ...