dedi kız. erkek zoraki gülümsedi. kızın ayrılık için her zemini, hemzemini hazırladığı gün gibi ortadayken bu ayrılık onun talebi gibi olmuştu istemeden de olsa. terkedilmenin o şefkatli kollarında bu gece ve önümüzdeki en fazla 5 günde kızlar arasında yeni bir olay yeni bir dedikodunun verdiği heyecanı düşündü gözlerinde. oskar jürisi ne kaçırdığını bilmiyor? aklından böyle kısa, net ve saçma düşünceler geçiyordu. saate bakmak istiyordu ama ayrılığın da aşka dahil olduğu zamanların gerisindeydi. ayrılık anının bir bitişi haklı çıkarma davasında kelepçeliydi. kaç zamandır yürümeyen bu ilişkide ikisi de yıpranma pay kotalarını doldurmalarına rağmen erkek daha bir vakurdu sanki. amortismanı yarı yaşında birinin bütün hayatındaki hüznü karşılayabilecekken hem de. sahi benim yarı yaşımda ben ne yapıyordum diye düşündü. radyolu 18 vites bisikletini hatırladı. bir kere neredeyse arabanın altında kalıyordu. radyolu bisikletler yasaklanmalı diye düşündü sonra da artık üretilip üretilmediğini. yine aklından bağımsız kısa, net ve konuyla en alakasız şeyler geçiyordu. vücudu ayrılığa an ve an görgü tanığı olurken beyni oradan olabildiğince uzaklaşmak istiyordu. peki ya elif diye düşündü. elif'e ne olacaktı? arap alfabesi elifle başlamıştı. benim hayatım da kızımla başlayacak, çok mu? diye düşündü. beyni olan bitenin son kısmına yetişmek için yakınlaşıyordu. son söz ve arkadaşa eşe dosta teşekkür edilen kısım gelmişti. creditler geçiyordu. garip ve sabit açılarla yaşanmış bu fransız sinemasına benzeyen aşkta tam da olması gerektiği gibi orta yerde canal + işareti belirdi. yüreği darlandı. ayrılık seansında yarıya getirdiği paket artık kesmedi.
söyleyecek son bir sözün var mı? diye sordu kız. erkek paketten yeni bir sigara çıkardı. tam filtre kısmından kırdı, normalde yakılması gereken düzgün kesilmiş kısmı dudaklarına götürdü ve ön taraftaki salkım saçak tütünleri çakmağıyla tutuşturdu. kendi imkanlarıyla yaptığı bu filtresiz sigaradan derin bir nefes çekti;