jason bourne'lu bourne serisinin yanında sönük kalmasına rağmen ortalama üstü bir aksiyon filmi. devamının çekileceğini belli eden ama kötü olan bir son ile bitti.
-"filmin her dakikasında bourne'u aradım" desem yalan olmaz. hani bu aaron (jeremy renner)'dan kaynaklanmıyordu. bir efsane'den sonra çekilince böyle bir dezavantaj yaşadı yeni ajan kahramanımız.
arada sırada bourne'nun ismi geçti. hatta son bourne filminden ve onun sonrasında olan bazı olaylardan çeşitli kesitler de * koymuşlar filme. bourne'nun isminin geçmesi iyi olmuş da o sahneler çok eğreti durmuş.
-filmde kırmızı ve yeşil hap alarak daha zeki, kuvvetli, cevval olan ve treadstone'dan ayrı olarak outcome adlı bir programda olan ajanların, bourne'nun bu gizli servislerin damına koyması sonucunda, daha fazla ifşa olma riskine girilmemesi sebebiyle, imha edilmelerini anlatıyor. ama tabi aaron (jeremy renner) dağ yolculuğunu daha farklı yollardan yaptığı ve insansız hava aracını sniper tüfeğiyle düşürebildiği için bu imha operasyonundan kurtuluyor. sonrası kaçmaca kovalamaca...
-filmin güzel yerleri ; doktorumuzla görüşen ajanların birden onu öldürmeye çalışmaları ve aaron'un kara murat gibi yetişmesi, filmin başındaki dağ bayır * sahneleri, sonundaki filipin reklamı sahneleri ...
-the bourne ultimatum'daki (hani şu arapla bourne'nun yakın dövüşü gibi) dövüş sahnesi gibi bir sahne yoktu filmde. hele o en son çıkan çekik gözlü ajan'nın o kadar abartmadan sonra doktor kızımızın tekmesiyle eşşek cennetine gitmesi tam plot twist'ti!
-bence bir sonraki filmde hüküm giyeceği vs. söylenen pamela landy sebebiyle jason bourne ve henüz intikamını almamış olan aaron buluşacaklar. ve bence bu güzel bir fantezi olurdu.
