beşiktaş'lı olduğu zannedilen ama aslında aziz yıldırım'ın köçekliğini yapan bir yazarın sıradan yazısıdır. amaç ne itiraftır ne de başka birşey, amaç gizliden gizliye galatasaray'a ve yöneticilerine laf sokma çabasıdır. nereden mi belli? bakalım ne demiş anadan doğma beşiktaş'lı kazım:
G.Saraylılar'a özel sorum şudur: Hadi para buldunuz ve Figo'yu getirdiniz diyelim. O büyük starı 17 bin kişilik yıkılmak üzere olan Ali Sami Yen'de mi oynatacaksın? Güldürmeyin beni canım!
cidden ne kadar kompleksten arınmış, tarafsız bir itiraf, gözlerim doldu. yahu atın üzerinizden şu galatasaray kompleksini, kıçı kırık her transferinizde "bak nasıl adam aldık, galatasaray alamaz ki" demeyin. daha önceden "yıldız" diye trasnfer ettiğiniz adamlar elinizde patlarken "bonus" diye tabir ettiğiniz adamlar sizi kupa finalinde madara etti, ne çabuk unuttunuz.
roberto carlos alındı, evet büyük bir yıldız, önemli bir transfer. kutladık, alkışladık tamam da, neden kendiniz galatasaray'la yarıştırma çabasındasınız anlamıyorum. madem bu takım o kadar parasız, o kadar aciz durumda, nedir bu kuyruk acısı? en zor anında bile 82 puanla şampiyon olup, futbol şubesinin tüm alt takımlarının yıldız yetiştirme fabrikası olması ve alt yapının sayısız genç yeteneğinin galatasaray'da bulunması mıdır bu korkuyu yaratan?
bir transferden sonra rakibinize kapak yapma çabasına girmeyin lütfen, roberto carlos gibi bir adamın böyle karşılaştırmalara ihtiyacı yok ki!
son sözümüz kazım'a: yönetim kurulunda olduğun takım anadolu'dan adam toplamaya çalışırken, dünya yıldızı taffarel, hagi, ilie, popescu ve hatta christian ve hatta frank de boer o yıkılmak üzere dediğin futbol cehenneminde top koşturmaya gelmedi mi?
böyle bir yazar eskisinin tekrardan ismini duyurabilmek amacıyla yarattığı polemikleri haber diye önümüze sunanlara selam ederim.
