"mehmet ağar'a karşı biz susurluk sonrası kampanyalar açtık. konuşursam bütün türkiye yıkılır. bir duvar şeyi çekersem bütün duvar yıkılır diyen mehmet ağar'a karşı biz kampanyalar açtık. yani bir tuğlayım çekersem duvar yıkılıp deyip statükoyu mu savunacaksınız, yoksa elinizin tersiyle berlin duvarında olduğu gibi tersten o duvarları yıkacak mısınız? meclisteki 251 adli suçlu var. insanlar şimdi meclise girmek istiyorlar ki o adli suçları dokunulmazlık altında korunabilsin. şimdi yurttaş buna evet mi diyecek, suça ortak mı olacak yoksa elinin tersiyle hayır mı diyecek? bizim temel meselemiz bu. bir kutup yıldızı da biliyorsunuz amerika bayrağında var, bir dizi bayrak var. temel mesele o yıldızlardan bir tanesi olmamamız meselesidir. ortadoğu'da abd'nin güdümünde bush'un bizim iyi çocuk dediği, bravo çok seviyorum dediği tayyip erdoğan'ların çizgisinin bizi nasıl bir felakete sürükleyeceğini görmektir. biliyor musunuz incirlik'ten kalkan uçaklar kaç bin sorti yaparak felluce'yi bombaladı? şimdi incirlik'in dördüncü gizli sözleşmesi yapılacak. hadi buyrun, incirlik'in sözleşmesini açık hale getirelim. şeffaflık diyoruz ya, demokrasi diyoruz ya kasr-ı şirin anlaşmasınrdan beri iran'la savaşmamışız. biz niye amerika'nın politikaları doğrultusunda iran'a müdahale edilecek bir ülke haline gelelim. işte bunları söylemek için türkiye'de vicdan sahibi insanların mutlaka mecliste olması gerekiyor.
...
yurttaş izliyor. bu oyunun bir parçası mı olacak ya da değiştirecek mi karar verecek. arada söylediğiniz bu koltuklarda daha önce hrant dink oturmuştu diye. mesela 301'nci maddenin değiştirilip demokratikleşme. mesela rakel başbakanlığa mektup yazdı, teftiş kurullarını devreye koyun dedi. o teftiş kurullarının içini boşaltanlar, kamusal denetime açık olacak mı? gelin bu mecliste milletvekili maaşlarını asgari ücrete endeksleyelim, buna evet diyor muyuz? işte yüzde 10 barajı nedeniyle yurttaşın yüzde 46'sı meclis dışında. bu keban barajı değil ki, siyaseten irade koymazsanız o baraj olduğu yerde koyuyor, kalıyor. bu doğrultuda tutum alacak mıyız? sınır tanımaz gazeteciler örgütü diyor ki; 92'nci sırada türkiye ifade özgürlüğü doğrultusunda. halen bu ifade özgürlüğünü engellemeye devam edecek miyiz? küreselleşmenin ihtiyaçları doğrultusunda siyaset şekilleniyor. işte tayyipler, baykallar, ilhan kesiciler ve bütün bu siyasete karşı aşağıdan yukarı, emekten yana, özgürlükten yana tutum alacak mıyız? bizim açımızdan bu bir ebzer bozma ve meclise tünel kazma meselesidir. eğer meclise tünel kazabilirsek bu ülkenin insanları nefes olur diye düşünüyoruz ama esas baraj türkiye'nin esas barajı askeri muhtıra gölgesinde seçime girilmesidir. askeri muhtıra gölgesinde türkiye'de ilk defa seçime giriliyor. probleminiz olduğu zaman imf'ye havale ediyorsunuz, sorunu çözmeye allah'a havale ediyorsunuz, sorunu çözmede askeriye havale ediyorsunuz, ahali havale geçiriyor. kendi sorunlarınızı kendiniz mi çözeceğiz yoksa siyaset mekanizması bir havale mekanizması olarak mı göreceğiz, bu tamamiyle yurttaşın, o kararsızların kararlı olmasına bağlıdır diye düşünüyorum.
şimdi herkes akp'yi eleştiriyor, niye? çünkü akp chp destekli anasold iktidarının yerine geldi. şimdi bize ne diyorlar? tekrar başa dönelim. tekrar başa dönerek biz akp'ye muhalefet oluşturabilir miyiz? yani imf programını uygulayarak, 12 eylül rejimini savunarak, vahdettin'in torunu olmuş adını ne koymuşun demişler, ertuğrul. vezir demiş ki; yine başa mı döndük. akp karşısında niye yine başa dönelim. ne akp, ne chp, özgürlükçü demokratik bir sol seçeneği hep birlikte inşaa edelim diyoruz."