evrim teorisinin ispatlanması için düzenlenen bir çok sahtekarlıktan biridir.
1912'de Londra tabiat müzesi müdürü Arthur Smith Woodward ve doktor Charles Dawson ingiltere'de Sussex yakınında "Piltdown" çukurunda büyük beyin hacmine sahip bir kafatası ve bundan ayrı olarak eklem yeri tahrip olmuş bir çene kemiği bulduklarını açıkladılar.
Bu fosillere aynı varlığa ait olduğu iddiasıyla Piltdown adamı ismini koydular. Kafatası insan özelliği gösterdiği halde çene kemiğinin maymunsu özellikler göstermesi, evrimciler tarafından insanın maymundan geldiğine delil olarak gösterildi ve dünya yıllarca bu iddiayla çalkalandı.
1953 yılında Kenneth Oakley ve Oxford Üniversitesi anatomi bölümünden Sir Wilfrid Le Gros Clark, J.S Weiner kemiklerin "X" ışını fotoğrafını çektiler. Azot ve flor muhtevasını hassas bir şekilde ölçtüler. Sonuçta çene kemiğinin hiç florid ihtiva etmediği, dolayısıyla toprakta bir yıldan fazla kalmadığı, kafatasının ise bir kaç bin yıllık yaşa sahip olduğu anlaşıldı. Kemikler aside konduğu zaman yüzeydeki lekelerin kaybolduğu görüldü. Bunlara çok eski devirlere ait oldukları süsünü verebilmek için üzerlerine potasyum dikromat sürülmüştü.
Çene kemiğinin 10 yaşında bir orangutana, dişlerin ve kafatasının ise insana ait olduğu amlaşıldı. Eklem yerlerinin uyumsuzluğu anlaşılamaması için tahrip edildiği ve dişlerin çene kemiğine yerleştirilmeleri için eğelenmiş oldukları görüldü. Piltdown adamı skandalı kafatasının çöpe atılmasıyla sonuçlandı.