Toplumların yaşadıkları çağın niteliklerine ve gerekliliklerine sahip olabilmeleridir .
Gelenekçi toplum yapısını sosyal , kültürel ve özellikle ekonomik anlamda endüstri ve sanayisi , eğitim ve bilimi gelişmiş olan modern batı ya da doğu toplumlarının seviyesine çıkarabilme arzusudur .
Modernleşme siyasal alanda incelendiğinde üzerindeki ideolojik yafta ile olumlu ya da olumsuz olarak sınıflandırılabilir . Bu subjektif açılımdan kurtulmanın yegane yolu modernleşmenin çıkış noktasını " teknolojik ve endüstriyel gelişim ve değişim " olarak kabul etmektir .
Modernleşme değişik toplumlarda aynı konularda farklı hızda , farklı nitelikte gerçekleşebilir . Modernleşme britanya coğrafyasında devlet ilişkilerini, bürokrasi ve merkeziyetçiliği sarsan bir yapı oluşturabildiği gibi toplumların daha önce içinde bulunduğu zayıf ilişkiler nedeniyle insanları empati ve konsensus(fikir birliği)ne dayalı bir anlayış ile daha merkeziyetçi bir kalıba sokabilir .
Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti modernizmi,cumhuriyet devrimleri yoluyla dönemin göreli en modern toplumları olan batı uygarlıklarından esinlenerek gerçekleştirildiği için bu devrimlere batılılaşma da denilebilir .