insanın içine derin bir korku salar. annem beni çarşıya gönderip başka marketlerden alışveriş yaptırınca mecburiyetten bakkalın önünden geçerim. o sırada içeriye bakarım bakkal ve oğlu ile gözgöze gelirim. sonra onlar gözgöze gelir ve bir şeyler konuşurlar. aniden bir kulak çınlaması başlar. sanki bakkalın oğlu arkamdan gelip hesap soracakmış gibi sürekli bir gözüm omzumun üstünden arkamı kollar. hoş, gelip sorsa ne derim onu da hiç düşünmedim. aslında not etmek lazım bir yere mal gibi kalmamak için.
- abi niye başka yere gittin biz dururken?
+ oğlum snickers 50 kuruş ya napayım!
- oha, harbi mi? nereden aldın?