"acun kiminle sidik yarışına girmiştir?" diye sordurtan durumdur.
bugün haberim oldu bu durumdan ve üzerinden aşağı yukarı 10 gün kadar geçmiş olmasına rağmen, bir şeyler yazmadan edemedim doğrusu.
acun ılıcalı'yı zerre kadar sevmem de, desteklemem de. açıkçası yapımlarını da dikkatimi çeken bir şey olmadıkça izlemem.
fakat bu, acun ılıcalı'nın türkiye pazarında iyi bir yapımcı olmadığı anlamına gelmiyor elbet. halkı iyi tanıyor; damar basıncına göre kan, nabza göre şerbet veriyor.
fakat aklıma takılan şey şu ki;
bunca yapımı üstlenen, türkiye standartlarında iyi yarışmalar düzenleyen ve işin en önemli kısmı, bu camianın yıllardır içinde olan ve hepsi bir yana; her yapımcının olması gerektiği gibi, "iyi bir gözlemci" olan bu adam*, nasıl olur da bu kızın sergilediği tavırları, "normal birey davranışları" olarak değerlendirebilir ve reyting uğruna bu kızı nasıl bu denli rencide edebilir?! sen adam mısın* diye sormazlar mı?!
ki bu tepkim asla, yarışmacıyı desteklediğim anlamında değil. fakat, yarışmacı olan bu hatun kişinin tavrına "genel ahlak kuralları" açısından bakacak olduğumuzda, yanlış kabul edilebilecek tek şeyi elbette üslubu değildi. ha, burada "yanlış" kavramı da "kime göre, neye göre?"dir ama, neyse. konu bu değil.
karşılıklı gerilimin yaşandığı sırada yarışmacıya, "sende davranış bozukluğu var!" diyor acun ılıcalı.
velev ki "davranış bozukluğu" var bu kişide senin tespit ettiğin gibi;
davranış bozukluğunun ukalalık, şımarıklık ya da öz güven patlamasıyla asla ilgisinin olmadığının yanı sıra, direkt olarak "kişilik bozukluğu"yla ilgili olduğunu öğretemediler mi sana*?! Ve kişilik bozukluğunun da, "psikolojik rahatsızlık" olduğunu?!
bunu koyalım bir kenara, yarışmacının psikolojisinin "normal" olduğunu varsayalım; o ses türkiye'nin çok bilmiş jüri üyeleri eşliğinde, acun ılıcalı'nın da öne sürdüğü gibi, öz güven patlaması ya da ukalalığı sebebiyle -ki ailesiyle birlikte yarışmaya gelen bir bayan yarışmacıdan bahsediyoruz, açıkta değil tabir-i caizse- bu tavırları sergilemesi ve bu üslup da konuşması "acun'un bunca yapımcılık hayatında karşılaştığı bir durum mudur acaba?!" diye sormazlar mı?!
"normal" kabul edilen bir bireyin ukalalık, şımarıklık tutumu ya da öz güveni ne denli yüksek olursa olsun, bu hal-tavrı sergilemeyeceğini öğrenemediniz mi?!
bu hatun kişi manik atak** geçiriyor belki?!
ki bence tutumu bu yöndeydi; en azından uç öz güveni, histerik tutumu ve müstehcen vari sohbeti bunu hissettirdi bana.
eh şayet böyleyse; bu kişi atak dönemi dışındaki "normal döngüsü"nde, genel ahlak kurallarına son derece uyan biri olamaz mı*?!
ve normal döngüsüne döndüğünde sana, sırf kişilik haklarına tecavüz, medya önünde rencide edilme ve karalama tutumun sebebiyle tazminat davası açıp da, çatır çatır almaz mı parasını*?!
ee, sidik yarıştırdığın "hasta" birey tarafından, "insan olma dersi" alır da, sen rencide olmaz mısın*?!
hey gidi... esra erol'da 19 yaşındaki bir kızı rencide etmişti bu şekilde hatırlıyorum. "ekrana çıkan ne sanıyor kendini?" onu da anlamıyorum.
yahu, "siz kimsiniz" de kime ahlak dersi veriyorsunuz ve bu yetmezmiş gibi ekran önünde bireylerin üzerinden para kazanıyorsunuz?!
tabir-i caizse ha kadın ticareti yapmışsın, ha birey üzerinden reyting almak için o insanın hayatını satmışsın. örnek adlarının farklı olması dışında, içerik farkı nedir allah aşkına?!
ikisi de insan ticareti değil midir?!
ne demişler; ben sana okuyup, "büyük adam olamazsın" demedim, "adam olamazsın" dedim.
