egemenlerin ve onları destekleyen toplumun bir kesiminin yerleşik, statik düşünce ve inançlarına karşı görüşlerini, korkmadan, egemenlere yalakalık yapmadan ve hiçbir kişisel maddi çıkar gözetmeksizin savunan ve mücadele eden aykırı kişiye aydın denilir. aydınlar, ilerlemenin katalizörüdürler. aydınlar, aykırı görüşleriyle tabii ki, egemenlerin sinirlerini bozarlar.
batı uygarlığı, gelişmişliğini, kilise taasubu ve baskısına karşı karşı çıkarak toplumu ileriye taşıyan düşünceler üreten aydınlarına borçludur. egemenlerin aydınlardan korkmaları ve onları değersizleştirmeye ve hedef haline getirmelerinin nedeni, iktidarlarını "statükoyu koruyarak" sürdürebileceklerini bilmelerindendir. fazıl say gerici sermayenin faşistleşen iktidarına karşı çağdaş yaşamı ve demokrasiyi savunduğu ve hatta tek başına bu yapıda bir yönetime ve onun destekçilerine karşı mücadele ettiği için aydın tanımını hak etmektedir.