öğrenciler arası sınıf farkını ortaya çıkarmaz, zira artık zengin olan zenginlerin okulunda, fakir olan fakirlerin.
bölgesel olarak büyük ayrımlar ortaya çıkacaktır, öğrenci psikolojisi bozulmayacak fakat sosyal-siyasi farklılıklar tavan yapacaktır.
dar alanda ankara sincan'ın muhafazakar bir yapısı olacakken, çayyolunda daha modern giysilerde öğrenciler göreceğiz.
geniş olarak bakarsak doğu illerimiz daha kapalı, ege (özellikle izmir) daha açık giyinecektir.
giysi kişinin seçimi gibi görünebilir, fakat bu denli farklılıkların sosyal açıdan olumsuz sonuçları olacaktır. örneğin; doğudan batıya göç eden bir insan sanki başka bir ülkeye, başka bir medeniyete gitmiş gibi hissedecektir.
sadece giysi serbestliğiyle insanların kültürleri değişecektir, bunlar eyalet sistemine daha kolay geçişi sağlayacaktır. zira toplum; ortak dil, ortak din vs gibi öğelerden çok aynı kültüre-aynı düşüncelere sahip insanların bir araya gelmesiyle oluşur.
ha, ben ülke elden gidiyor, aman böyle yapmayalım demiyorum. hatta eyalet sistemini savunanlardan biriyim, ama çok hızlı değişiyor ülke. şu anda ilköğretimde-ortaöğretimde eğitim görmekte olan jenerasyon kısa zamanda farklı farklı etkilere mağruz kaldı. üstelik bu etmenlerin ne olduğunu bile öğrenemedi; ezbere iş yaptırıldı. tüm bu yığılmış, çöp bilginin yanına televizyon faktörü de girince ortaya aşırı salak, embesil bir gençlik ortaya çıktı. ve bu salak jenerasyonun etkin rol alacağı, temellerini atıp ilklerini yaşatacağı bir eyalet sistemi hiç sağlıklı değil.
kıyafet serbestliği nerelere kadar uzanıyormuş değil mi? *
