Soru: Hepimiz moda denen şovun bir parçasıyız, kamusal alanın mübarekleri-modacılar-bize kimlik oluşturuyorlar. Nasıl bir kimlik bu?
Fatma Barbarosoğlu: Elbiseler insanlar için değil artık. Daha doğrusu tüketim kültüründe hiçbir ürün insan için değil. insanlar ürünler için. insanlar ürünleri tüketebildikleri oranda kaale alınıyorlar. Ye kürküm ye. Modacıların hazırladıkları kimlikler de maske
kimlikler. Maskeli balonun kimlikleri. Bu kimliklerin benimsenmesi için uzun felsefi söylemler eşliğinde tanıtıyorlar kıyafetleri. Çingene modası diye bildiğimiz fırfırlı etekleri, "ayaklarının üzerinde durabilen kadının eteği" olarak sahneye koyuyorlar. Sırf fırfırlı etek giydi diye ayağının üzerinde durabilen kadın olur mu? Modacıların gücü burada işte. "Sanki" üzerinden insanları istedikleri noktaya çekebiliyorlar. Onun için ahir ömründeki yaşlı kadın da henüz hayata adım atmış genç kız da modacıların "gibi, sanki" üzerinden sundukları maskeleri, kimlik niyetine taşımaya başlıyor. Tesettürlü kadının açmazı burada işte. Taşıdığı ile olmak istediği arasındaki mesafenin kapanmayacak şekilde açılması.