insanı içine çeken; sefaletin, açlığın ve hepsinden öte savaşın nasıl bir deneyim olduğunu ekran başından yaşamanızı sağlayan bir başyapıttır. adeta hissettirir kendini... ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum. bu filmi; spielberg in schindler's list i takip eder. the pianist in çekimleri o kadar profesyoneldir ki savaşı hissettirir. schndler's list ise içine çekmez belki ama duygularınızı darmadağın edebilecek güçte bir filmdir. o nedenle ikinci sırayı hak ediyor bana göre...