israil'deki Türkiyeliler birkaç gündür devam eden israil-filistin gerginliği üzerine bir açıklamada bulundu. açıklamanın tam metni:
"Sayın Türk Halkına.
israilin Gazzeye karşı giriştiği Bulut Sütunu operasyonu dün beşinci gününü doldurdu.
Başlangıcından bu ana kadar, Gazzeden israil topraklarına fırlatılan füze sayısı 1000e yaklaşmaktadır.
Bu füzelerin bir kısmı israilin kendi teknolojisiyle geliştirdiği Demir Kubbe anti-füze bataryaları tarafından havada imha edilirken, imha edilemeyen roketler operasyonun daha ilk gününde bir israilli aileden 3 kişinin ölümüne neden olnuş, 2 bebek de ağır yaralamıştır. Bugün, Hamasın roketli saldırılarından zarar gören 70 yaralı hastanelerde hala tedavi görmektedir.
Teknolojisi iran tarafından geliştirilen ve üretilen FEJR-5 füzeleri artık Tel Aviv ve başkent Kudüs (Yeruşalayim) gibi uzak kentlere de düşmekte ve büyük zarar vermektedir.
Özellikle güneydeki kentlerde yaşam felce uğramış, arabalar yanmış, binalar hasar görmüş, çocuklar ruhsal buhranlara girmiştir.
Gerçekler bu merkezde iken, Türk Hükumet yetkililerinin bu olaylarda israili suçlamaları bizleri son derece üzmektedir.
Operasyondan önce, zaman zaman Gazzeden gelen roketlere, civardaki kasaba ve şehirlerde yaşayanların hayatını tehdit etmesine rağmen, israil sessiz kalmış ve olayı BM temsilcilerine bildirmekle yetinmiştir.
Ancak, 72 saat içinde atılan roketlerin sayısının 200ü geçmesi ve bu saldırıların güneydeki vatandaşların yaşamını ciddi bir şekilde tehdit etmeye başlaması üzerine, israil, Bulut Sütunu harekâtını başlatmıştır.
Bu GERÇEK tüm Batı ülkeleri tarafından bilinirken ve bu nedenle operasyon haklı görülürken, Türk Hükumet yetkililerinin, bu görüşün tam tersine beyanat vermeleri oldukça üzücüdür.
israil küçük bir ülkedir. Bugün israil halkının % 45i Hamas roketlerinin yağmuru altındadır. Bu oranı Türkiye nüfusuna yansıtacak olursak, Türk halkının % 35ine tekabül eder. Türkiyede 35-40 milyon vatandaşın füze tehdidi altında olduğunu varsayarsak, Türk Hükumeti nasıl bir tepki gösterirdi diye kendimize sormadan edemiyoruz.
Çatışmalardaki tarafların ölü sayıları kıyaslanarak saldırganın kim olduğunun saptanması mümkün müdür? Eğer israil halkı ve özellikle okullardaki çocuklar bu yolda eğitilip, her siren çaldığında barınaklara sığınıp ölümden kurtulabiliyorsa elbette insan zayiatı daha az olacaktır.
israil Savunma Kuvvetleri, Gazzedeki sivil halka zarar vermemek veya zararı asgariye indirmek için, saldırılardan önce Gazze halkına havadan bildiriler dağıtmakta, SMS kısa mesajları göndermekte, Hamas yöneticilerinden, füze rampalarından veya cephane depolarından uzak durmalarını istemekte ve daha sonra belirli hedeflere nokta atışı gerçekleştirmiştir. Buna rağmen, genelde bu uyarıları dikkate almayan bazı suçsuz insanların ölmesi önlenememektedir.
Bu noktada, israil Savunma Kuvvetlerinin tersine, Hamas füzelerinin, suçlu suçsuz ayırt etmeden sivil halkı öldürmek amacıyla şehir merkezlerine bilinçli olarak yönlendirildiğini hatırlatmak yerinde olur.
Ne yazık ki bu olaylar, Türk medyasında da Yahudi karşıtı önyargılarından sıyrılamayan bazı yazarlar tarafından kin ve nefret duyguları uyandıracak üslupta yansıtılmakta, Batı dünyasının kabul ettiği israilin kendi vatandaşlarını koruma sorumluluğunu dikkate almamaktadır.
Tüm isteğimiz GERÇEKLERiN çarpıtılmaması ve bilgilerin eksik verilmemesidir. Hükûmet yetkililerinin yanlış veya eksik bilgilendirildikleri, zayıf ta olsa, bir olasılıktır. Bu nedenle, Türkiye ve Türkleri seven, Türkiye-israil dostluğuna büyük önem veren bizler, GERÇEKLERi Türk halkının bilgisine sunmayı gerekli gördük.