Dram türüne olan ilgim gittikçe artıyor. Senaryonun babası dramdan çıkıyor. Bu filmde bu tezi doğrular nitelikte. Senelerdir adını sıkça duyduğum ancak 'Bir yarışma hikayesi' olması yüzünden hafif bulduğum, ek olarak hint sinemasına karşı on yargılarım sebebiyle izlememiş olduğum bu filmi henüz bitirdim . Müthiş bir iş çıkarmışlar.
filmin içinden
jamal'ın Çocukluğunun geçtiği zaman birimi gerçekliğin çıplaklığıydı.Sömürü ülkelerinde yaşayanların durumu gerçeğe yakın yansıtılmıştı. Bir türk olarak hiç yabancılık çekmedim, aksine kanıksadım.
Bu çöplüğün içinde çekilen acılar ve küçük mutluluklar içimize işledi. Bok çukuru sahnesi gülümsetti. O pisliğin içinde pırıl pırıl üç çocuk vardı. favori sahnem
Rehber oldukları sırada kenar mahalleyi gezdiren jamal ve onun direktifiyle mahallelinin amerikalilarin araçlarinin lastiklerini dahil soyulmasi ve hintli Söförün jamal'i dövmesi, jamal'in tekmelerden firsat bulup amerikalilar'a hindistani gormek istiyordunuz alin size hindistan demesi, amerikalilarin cocugu kurtardiktan sonra o zaman bizde sana biraz amerika'yi gosterelim diyip 100 dolar vermeleri bende muthis bir sicaklik yaratti. Bu cocugu evlat edinmek istedim.
Ha birde basrolde oynayan yani yarisan cocugun o bakislari onu muthis bir karakter yapmis.
