sonun baslangici, insani hem mutlu eden hem de uzen bir gundur. mutlu eder cunku en uzun gunduz yasanir; uzer cunku ertesi gun gunler kisalmaya baslayacaktir. oyle bir gundur ki hem yaz'in hem de sonbahar'in habercisidir. 21 haziran gelene kadar yaz hic bitmeyecekmis gibi gelir. insanin icinde bir kipirti vardir ve yaz mevsiminin heyecani o tarihe kadar maksimuma ulasir. sezon daha yeni acildigi icin birbirini uzun suredir gormeyen yazlik arkadaslari 21 haziran'a kadar hasret giderir, sarilir, oper, her gun sahilde icer, muhabbet girla gider..
22 haziran gununde ise yaz, daha yeni tesrif etmisken yavas yavas bavullari toplamaya baslar. daha koskoca temmuz ve agustos olmasina ve hatta ekinoksa 3 ay gibi bir sure bulunmasina ragmen insanin icini bir burukluk alir. yazlik arkadaslari gorulmeye alisildigi icin de toplu gezmeler, banklardaki 10 kisilik muhabbetler yerini daha kucuk gruplara devreder. artik her gun yapilan havuz, deniz, okey-batak-king kliseleri insani baymaya baslar. daha farkli aktivitelere yonelmek istenir ama kimseden parlak bir fikir cikmadigi icin genelde monoton yaz mevsimine devam edilir. sonra bir bakmissin 30 agustos zafer bayrami gelmis catmis. butun sene boyunca dort gozle beklenen, o cok sevilen yaz mevsimi yine bitmis. koskoca 3 ayin nasil gectigi anlasilmaz cogu zaman. "bir yaz daha gecti anasini satim" diye ic gecirilir.
21 haziran, 21 araliktan guzel bir gun degildir kanimca. 21 aralikta "oh be gunler uzamaya basliyor sonunda" diye bir rahatlama soz konusuyken 21 haziran tam tersi etkiyi yapar, insanin kafasini karistirir. 10 gun sonra tadimizi tuzumuzu kaciracak yine.