bir gün dersteyim. Tam önemli bir konu anlatmak üzereyim. Konuya giriş yaptım. içeriye küt bir öğrenci girdi.
- Hocam, sınıf fişi yokmuş.Müdür gönderdi.
- Tamam kızım ver bana.
- iyi dersler hocam.
- Sağol kızım.
Konsantrasyonum bozuldu tabi. Öğrencilerin de dikkati dağıldı. Onu toparlamak için dediklerimi, tekrar toparlamak için bir daha anlatmak zorunda kaldım. Tam anlatmanın ortasında.Küt içeriye başka bir öğrenci girdi.
- Hocam, satranç kursu almak isteyenlerin isimlerini almam gerekiyormuş. Serdar hoca yolladı.
- Kimler satranç kursuna katılıyor? (Hafif sinirlenerek)Öğrenciler parmaklarını kaldırır.
- Yaz kızım bunların isimlerini.
- iyi dersler hocam.
- Sağol kızım.
Öğrencilerin yine dikkati dağılır. Benim hafiften sinirlendiğimi anlarlar. Ve kıkırdaşmaya, alaylı alaylı gülmeye başlarlar. Yine tekrar etmek zorunda kalırım. Ama gerçekten sinirlerim gerilmiştir biraz. Tam dersi tekrar anlatmaya başlayacağım. Kapı çalar. Ben bir anlık refleksle, 'Ne var lan? Yine ne var lan?' derken içeriye müdür girer. Müdür dediklerimi duyar, ben mosmor olurum. Sınıf başlar gülmeye. 'Muhahahaha' diye gülerlerken, ben açıklama yapmak zorunda kalırım tabi.
- Hocam kusura bakmayın. Ben sizi öğrenci sandım.
- Hocam bir saniye dışarı gelir misin?
- (Aha şimdi ayıkla pirincin taşını) Evet hocam?
- Şunu doldurman gerekiyor.Bana doldurup getirirsen sevinirim.
- Tamam hocam. (Rahatlayarak.)
- Bir de bir daha öğrencilerin önünde bana 'lan' deme
- %adhdgdkıjnb?/!!