akşamüstü tüyap'ta karşılaştığım yazar kişisi. "ne yapıyon sen burda ya napıyon?"la başlayan konuşmamız, aynı şekilde son buldu. yarım saat önce kitabını almış olmam da güzel tesadüflerin ikincisiydi. burası akşamki program olmasa da yazacağım kısımdı. diğer kısım ise şöyle, bazen çok sinir oluyorum ama bir kez daha karşılaşınca da anladım ki seviyorum ben bu adamı. herkes susuyor zaten, konuşsun adam. kafası güzel değilken de konuşuyor zaten gerektiği şekilde, kafası güzelken de gerekmediği şekilde konuşsun. nelere tahammül ediyoruz biz bu ülkede. susmasın o hep konuşsun. gençliğimizi yemedi mi başbakan yani yalan mı.