bilmiyorum diyememe hastalığı

entry1 galeri
    1.
  1. üniversite yıllarındayken (sanki aradan elli yıl geçmiş gibi oldu ama idare edin artık) türk dış politikası dersinde kıbrıs sorununu işliyorduk. Konunun uzmanı olan hocamızı dinlerken aklıma bir soru takıldı ve sordum. fakat hocamızın uzun uzadıya verdiği cevap arasında sorunun cevabı haricinde her şey vardı. Bunları hocamı kötülemek için anlatmıyorum, yanlış anlaşılmasın. anlaşılan o ki ilk defa böyle bir soru ile karşı karşıya kalmıştı ve 'bu konu hakkında maalesef bir bilgim yok' ya da sadece 'bilmiyorum' demek yerine soruma uzaktan yakından alakası olmayan bin bir türlü bilgi ile cevap vermeye çalışmıştı.

    maalesef 'bilmiyorum' demek sanki bir acizlik göstergesiymiş gibi algılanmakta. bir konu hakkında en ufak bir bilgi ya da fikrimiz olmasa dahi lafı dolandırıp dolandırıp bir şekilde cevap vermeyi, kısaca bilmiyorum demeye tercih ediyoruz. sanki bilmemek ayıp bir şeymiş gibi.

    bu durum komplo teorilerine olan düşkünlüğümüzü de biraz açıklar gibi sanki. bilmediğimiz, açıklayamadığımız olayları anında amerika’ya (arkasında da zaten israil var) ya da ona buna bağlamayı adet haline getirdik. tamam, sırf kendi savımı güçlendirmek adına 'tüm komplo teorileri saçmalıktır kardeşim' diyemeyeceğim fakat her bilinmeyen karşısında desteksiz sallamanın ve işin kolayına kaçmanın bir manası yok. kısacası bilmemek acizlik değil, hele hele ayıp hiç değil. bilmiyorsak bilmiyoruzdur. araştırır, öğreniriz. ne demiş büyüklerimiz 'bilmiyorum demek, ilmin yarısıdır'. hey gidi heyyy.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük