edip cansever şiirleri

entry22 galeri
    15.
  1. dört bölümlük çağrılmayan yakup'un ilk bölümü şöyle:
    I

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
    Bunu kendine üç kere söyledi
    Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
    O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
    Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
    Daha hiç çağrılmadım
    Biri olsun “Yakup!” diye seslenmedi hiç
    Yakup!
    Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
    Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
    Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
    Sonra bir güzel yıkanayım da.
    Ben size demedim mi.

    Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
    Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
    Telaslı, aç gözlü kurbağalara
    Bakmaktan
    Bilmiyorum
    Bilmiyorum, bilmiyorum
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
    Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
    Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
    Onlar işte hep boyuna koşuyordu
    Birileri çıkıyordu ordan burdan

    Hiç çıkmamak halinde ve olgun
    Birileri çıkıyordu
    Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
    Bir pencerenin sokağa doğru içinde
    Bu uyum korkunçtur Yakup!
    Yakubun olması korkunçluğudur bu
    Dünyanın insana doğru içinde
    Yakup, Yakup!
    Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
    Lambayı söndürmesinler, geliyorum
    Siz bütün lambaları yakın, evet
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
    Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
    Hep böyle istiyorum, ayıp degil ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
    Bir gündü ve yaşar gibi kaldığım bir yaşama içinde
    Ve yollarda ölü baykuşlar bulduğum
    Bir ölünün günü boyayan renginde
    Çürük evler bulduğum, içleri sonsuz kayalar
    Kayalardan dondurmalar sorduğum
    Ben, yani Yakup, Yakubun hiç çağrılmamış şekli
    Kim bilir ne diyordum
    (Kim bilir ne diyordu bir baykuş yaratıldığına
    Bir baykuş tarafından
    Ve bütün baykuşlar o bütün baykuşların arasında ne oluyordu
    Ben ne oluyordum.)

    Bütün iskemleler ağır ve hastalıklı
    Bir gidip bir geliyordum kendime aptallaşarak
    Bunu Yakup söyledi
    Dedi ki, çünkü herkes Yakubu yaşıyordu, bense
    Çöllerden ve kızgın güneşlerden icatlar yapıyordum
    Kızgın kağıtların üstüne
    Ve alevler halinde dünya bana dokunuyordu
    Ve ayakta soğuk bir bira içmiş kadar bir anlamım oluyordu bazen
    Ölüyordu ve bir de
    Bir otobüse bindiğim, biletçinin bilet bile kesmek istemediği ben
    Kendimi koruyordum
    Bunu bana Yakup söyledi
    Öyle bir Yakup ki bu, onca din kitaplarının sözünü bile etmediği
    Kimsenin sözünü bile etmediği bir Yakup
    Ben
    Bunu hep biliyorum
    Bunu hep biliyorum ve işte
    Özgürüm, cezasız duruyorum.
    0 ...