ah tangalarım ah, geçen gün tişörtlerimi çamaşır makinesine atarken çamaşır makinesinin benim için dönecek olması çok çekmişti gönlümü. yani şu güne kadar hiçbir kız benim için dönmemişti, rıfat abim döndü ama onun benim için yaptığını düşünmüyorum niyetliydi zaten. işte o çamaşır makinesinin, benim için hiçbir istek istemeden dönmesi, yıkama durulama ve sıkma yapması beni bitirdi. hemen sarıldım ve düğmelerini okşamaya başladım, elimi yavaşça deterjan koyma bölgesine koydum, açıp kapadım, açıp kapadım... tam ışık göstergesine dudaklarımla yapışacakken annem yakaladı beni.
+ eller yukarı cemal konuşmama hakkın var!
- anne açıklayabilirim.
+ neyi açıklayacaksın he? daha geçen ay bulaşık makinası ile çıkıyordunuz! nasıl yaptın bunu ona?
- anne, aramıza tost makinası girdi biliyorsun...
+ ah cemal, sen adam olmazsın oğlum, ben bunu gelin melin almam, söyleyeyim sana!
- anneee!
evet, sevgim böyle işte tangalarım, karşılıklı da olsa çevrem buna duyarsız, istemiyorlar bizi, kabullenemiyorlar, ötekileştiriyorlar, başkalaştırıyorlar, pudingleştiriyorlar. çilekli puding olsa da yesem şimdi kedi gibi mıy mıy, ilk çamaşır makinesi 1567 yılında hatice teyze tarafından göle flüt çalarken bulunmuş.
