Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, kimi yoksul ve bağımsızlığına kavuşamamış ülkeleri, Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere (mandater) verilen vekillik. Manda, bir çeşit rejimdi, Milletler Cemiyeti'nin kontrolü altında uygulanan yeni bir sömürgecilik rejimi. Savaş sonrasında, yenilen devletlerin egemen oldukları topraklar, müttefiklerin eline geçti. Müttefikler de bu ülke topraklarını, kendi sömürgeleri haline getirmek için manda sisteminden yararlandılar.
Mandater devletler, denetimleri altında tuttukları bölgelerin yönetiminden Milletler Cem i yeli'ne karşı sorumluydular. Ancak bu sorumluluğun bir kamuflajdan ibaret olduğu da bir gerçekti.
1919-1920'li yıllarda imzalanan banş antlaşmalarıyla, mağlup olan devletlerin toprakları parçalandı ve manda idareleri konusunda anlaşmalara varıldı. Manda sistemi içine alınan bölgeler, gelişme düzeylerine göre, A, B ve C grubu mandaları olarak Uç gruba ayrıldı. A grubu mandaları, Osmanlı Devleti'nin yönetiminde bulunan Arap bölgeleriydi. Bu bölgelerin manda
idaresine verilmesi, San Remo Konferan-sı'nda karara bağlandı. Manda idareleri geçici olacak ve yerli halka, kendilerini sonunda tam bağımsızlığa götürecek eğitim verilecekti. Bu bölgelerden Filistin, Ürdün ve Irak, ingiliz mandasına bırakıldı. ingiltere'nin Filistin mandasına, Yahudilerin Filistin'de bir vatana sahip olmalarında bir dönüm noktası teşkil eden Balfour Deklarasyonu eklenerek Siyonistlerin istekleri de yerine getirildi. Suriye ve Lübnan Fransız mandasına verilirken, Musul petrollerindeki payı da onaylandı. B grubu mandaları, Baü ve Doğu Afrika'daki Alman sömürgelerinden oluşuyordu. Sömürge olarak yönetilen bu bölgelere uzun sürecek olan bir har zırlık döneminden sonra bağımsızlığın verileceği düşünülüyordu. Togo ile Kamerun Fransız-ingiliz mandasına, Tanganyika ingiliz mandasına, Ruanda ve Urindi Belçika mandasına bırakıldı. C gruba mandaterini ise, Alman Güney Baü Afrikası ve Büyük Okyanus'taki Alman sömürgeleriydi. Bu mandalarda herhangi bir bağımsızlık g*-ramisi olmadan mandater devletlerin yöne* timi hüküm sürecekti.
Güney-Baü Alman Afrika'sı, Güney Afrika B iri iği'n in yönetimine bırakıldı. Yeni Gine'nin Almanya'ya ait olan kısmı ile Sa-lomon'lardaki Alman adaları da Avustralya mandalarına bırakıldı.
Manda sistemi, mandater devletlerce ustalıkla uygulanmıştı. Bölgeler mandalar grubuna ayrılırken, yerli halkların özellikleri, ekonomik düzeyleri, tarihi gelişimleri, dini ve ırki bağlan titizlikle göz önünde bulundurulmuş, bunun için kimi bölgelere kısa, kimi bölgelere de uzun bir zaman sonra bağımsızlık verileceği vadedilmişti. Bazı bölgelerin bağımsızlıkları konusundan ise, hiç söz edilmemişti. Bu mandalardan pek
çoğu, özellikle A grubunda yer alan mandalar herne kadar 2. Dünya Savaşı öncesinde ve sonrasında bağımsızlıklarına kavuşmuş olsalar bile, göründüğü kadarıyla bu ülkeler, ekonomik, siyasi ve askeri bakımlardan, dolaylı da olsa bu mandater devletlere karşı bağımlılıklarını hala sürdürmektedirler.
(SBA)