kendisini cerkeslerden ayırmayan biri olarak öncelikle o gün şehit olanlara saygılarımı gönderir mekanlarının cennet olmasını dilerim.
söyliyeceklerim zor cümleler yazmadan önce düşünmek lazım. düşünüyorum.
anmak tamam ama bunu çerkez toplumunun ruhuna işleyecek kadar tepede tutmamak gerekir mi acaba.
şimdi düşün. çerkes genci çocukluğundan beri bunları duyarak büyürse ne olur. o psikolojiyi onlara yaşatmak doğru olmaz herhalde hani bir sürü akrabası öldürülmüş insan psikolojisini. kaldırmak zordur. ya kine sebep olur ya da cekingenliğe.
oysaki o topraklar artık terkedilmiş çok sıkıca sarılabilecekleri, benim diyebilecekleri bir vatanları olmuştur.
herşeyiyle sahiplensinler, vatanı. cekingenlik duymadan. sokaklarda akerdiyon çalsınlar, oynasınlar ama bulundukları heryerde. sadece kalabalık olarak bulundukları yerlerde değil. bu da biraz kendi içine çekilmemekle olur. "buralar benim" demekle olur.
yeri geldiğinde cerkes kültürünü anlatıp yeri geldiğinde 1000 yıllık türkiyeli gibi rahat olmalıdır. ve de asla ve asla içine kapanmamalıdır. değer alıp değer vermelidir ki gelişsin, ilerlesin. en önemlisi de nüfus olarak hızla çoğalmaktır.
bakmayın o kaliteli nüfus zırvalarına, hem kalabalık hem kaliteli bir toplum olunabilir.
hala var mı bilmiyorum ama şu yabancıya kız vermeme meselesi değişmelidir mi, acaba.
içine kapanan toplumların küçülmesi gibi bir olgu var ya da bana göre var. açılıp kültürünü de yaşatmak mümkündür.
kimbilir belki bir gün bir çerkes dizi yapılır ya da ağlatan kafe nin yeniden yorumu en çok dinlenen parça olur.
o faciada şehit olanlara tekrar allah tan rahmet diliyorum.
büyük bir topluma aşağıdan bakıp gidebileceği mertebeleri düşünüp fikir vermeye çalıştım.