"seni benim gibi bulamazsın
tanrım bu rüyadan hiç uyandırmasın
ömrün vefası yok, korkum aşkımdan çok
gönlüm sensiz kalmasın"
hani bir adam düşünün: "seni çok seviyorum, aşkından ölüyorum. sana çok değer veriyorum. aşkım. bitanem" sıralıyor üst üste. arada da "ha yalnız, hatırlatiim, seni benim gibi seven de bulamazsın he" deyip tekrar dönüyor ilan ı aşkına.
ben böyle aşkı sevmem. böyle adam da sevmem. onun gibisini bulamayacağım iddiasında olan erkeği sevmem. esasen ben iddialı erkek de sevmem zaten.
şarkının "korkulu rüyam, gülen bahtımsın" kısmındaki kasıt da nedir onu da çözebilmiş değilim. yine farz ı misal: karşımdaki herif "korkulu rüyamsın bifincancay" dese önce bana bifincancay dediği için terk ederim, çünkü sözlükçü olduğundan şüphelenirim... allah muhafaza... karanlık çağlardan günümüze değin hiçbir sözlük erkeğinden karşı cinse hayır geldiğine rastlamamışımdır. irkilirim. koşarak uzaklaşırım ortamdan. sakıncalı.
ikincisi de beni böyle iddiayla, korkuyla, savunma ihtiyacıyla, hayatın acımasızlığıyla birleştirdiği için terk ederim. ben adam için atlanacak bir level olmamalıyım. anlatabiliyor muyum? hayatının sınavı olmamalıyım. kazanmaya çalıştığı bir ödül olmamalıyım. buluttan buluta atlayarak ulaşılan prenses olmamalıyım. hırsa, telaşa, tantanaya kurban gidemez benim sevgim. sevgilim. vesairem.
adam; kadını, ondan çok seven olmadığından dolayı değil, sadece kendi olduğundan dolayı aşık edebilmeli. yoksa iş yaştır. kanserdir. alışkanlıktır.