bu akşam sırf odada ses olsun amacıyla açıp öylece bıraktığım dizi.
arada bir izleyeyim dedim, ayça denen sümüklü osman'dan kaçıyor, aydın kızın tekiyle muhabbeti kurmuş, zehra'nın doğum günü mü varmış neymiş ama zehra berrin'i iplemiyor (ki şunca senedir yayınlanan bu dizinin gelmiş geçmiş en mantıklı karakteri zehra'dır, öpüyorum kenssini, berrin'i sevmeyeni severiz). sonra bıraktım, bilgisayara dalmışım, yaklaşık 5 dakika süren uyuz bir müziğin beynimde damlayan su sesi etkisi yaratmasıyla irkildim, baktım ayça'nın abisi (bu da yeni sezon hilmi önal) kabus mu görüyor napıyor.. sonra da aydın denen, annelerin pek sevdiği oğlan sizlere ömür.
bir sonraki bölümlerde muhtemelen ayça'nın abisinin yaşadığı vicdan azabı, içine kapanıklığı, köşe bucak osman'dan kaçışı tırıvırı bir ton şey olur. ayça'nın abisi aydın'ı vuracak diye karabasanların bokunu çıkaran senarist bundan sonra neler yapmaz..