giriş repliklerini her seferinde ufak modifikasyonlarla süsleyen, ne söylüyor bunlar diye dinlediğinizde ise çok anlamlı cümleler duyabileceğiniz, çizgifilmlerin kötü karakter kontanjanında iyilere en yakın olan takımdır.
şimdi arkanıza yaslanın ve mouse'un scroll tekerinden elinizi çekin zira yeterince ağrımış belli ki.
roket takımı pikachunun peşine düştü düşeli denedikleri tüm yöntemleri ile ne kadar masumane bir kadro olduğunu fark edebilirsiniz.
peki nedir roket takımı;
her zaman tek amaçları vardır, patronlarına faydalı olduklarını ispatlayabilmek.
bir bölümünde miyav ile pikachu bellerinden bir kement ile bağlıydı, o bölümde ilkin miyav pikachu'nun elektriğini yemekten bitap düşse de daha sonra uyum içine girdiler. ve miyav daha önce çevresinde hiç görmediği duyguları yaşadıkça pikachu'ya iyi davranmayı seçti, hatta '' biliyor musun pikachu, başka koşullar altında tanışsaydık dost bile olabilirdik'' dediği anda pikachu miyavın kucağında sızmıştı.
bir başka bölümünde jessie hastalanmıştı james ve miyav onu iyileştirmek için bir ot arıyorlardı. ve tabii ki bildikleri tek yöntem zorlamak olduğundan becerememişlerdi. misty'nin bulduğu şifalı otları sadece jessie'ye ilaç için saldırarak almaya uğraştılar, misty bunu anladığında bir miktar ot bıraktı onlara. ve james ve miyav gözyaşlarıyla jessie'ye dönerken ne kadar iyi bir insan diye aralarında konuşuyordu. hatta james ''o iki şeytana hiç benzemiyor ne kadar iyi bir insan'' diyordu.
yine bambaşka bir bölümde charizard bir intihara yol açabilecek neden olarak suya giriyordu. jessie ile james sırf charizard'a birşey olmasın diye yalandan saldırı düzenleyip charizard'ı sudan çıkarmayı amaçladı. her bölümün sonunda havaya uçmalarından farklı bir yüz ifadesi ile uçmuşlardı o bölüm. bilen bilir.
he ince fikir konusunda oha dedirtir bazen.
portakal ligine katılan ash'i izlemek için tribündelerdi, ash'e hep 'velet' diyen jessie saldırmak için sabırsızlanıyor ve miyav ile james dragonite'ı da ele geçirmek için bu grubun yorulmasını bekliyordu. jessie miyav'ın elinde törpüyü görünce ''biz ne ile uğraşıyoruz sen manikür yapıyorsun'' dedi. miyav ise '' bunu james yapmış olsa manikür olabilirdi, bu miyavikür jessie'' dedi oha dedim.
bir diğer örnekte yine kaybolup açlık durumuna giren ash ve tayfası yolun ortasında bir sepet görür, tam koşup yiyeceklerken misty durdurur ve yolun ortasında sepet mi bırakılır kesin bu bir tuzak diye kendisini dinlemelerini ister.zorla da olsa yemekten vazgeçen ash'e misty, 'bak şu yakındaki ağaçta meyveler var onları toplayalım' der, ash ve misty ağaca doğru iki adım atar atmaz kendilerini çukurda bulur. ve ters psikoloji dışında bir de ağaçtaki meyveleri taştan boyadıklarını, yoldaki sepetin ise gerçek yiyeceklerle dolu olduğunu anlatırlar.
miyav bir başka bölümde bir elmaya yetişmek için çıktıkları ağacın dalının kırılması ile kendini yerde bulur, fakat elmayı almıştır. sözü şudur iki arada bir yerde sıkıştırdığı;
''elma sağlığa çok faydalı diyenler, bir de onu ağacın dalından almayı denesinler''
miyav'ın en büyük rakibi ne pikachudur ne ash'tir. tek rakibi sahibinin sevgisi ile kendisinin arasına giren o iran kedisidir.bu başarı rekabeti açısından ash'in gary ile rekabetine benzer.
james ise zengin bir aileden gelmiş yağ bal sütü eksik edilmemiş fakat kendi başına birşey yapmasına izin verilmeyen bir hayata sahiptir. kendini ispatlamak ve kendi ayakları üzerinde durabileceği bir hayata devam edebilmek için gönül vermiştir roket takımına. o da bu açıdan yüzücü su salonunun sahibi 3 ablasından ayrı bir kariyer için ayrılan misty'e benzer.
jessie ise daha çileli bir hayattan gelmiştir ve daha başarılı olmak zorunda hisseder kendini.broke'un da kardeşlerine bakmaktan gelen zorlu bir hayatı var ama onun bağdaştırılmasını hatırlamak konusunu pek şeyedemedim.
bunların dışında o kadar çok ayrıntı var ki bölümlerin arasında olduğu için hepsini unutabilirsiniz, ama bu ufak detaylar size bir duygu aşıladığı için sevilir roket takımı.
