kadro gelmesi bir dert. kadro geldikten sonra doktora bittikten sonra kadroyu elde tutması ayrı bir dert. 50-d ve 33-a diye iki türü vardır bunların.
33-a: o kadar rahat ve hayata umutlu bakar ki üniversite kadrosundadır ve bildiğiniz devlet memuru gibidir. üniversite kadrosunda olduğu için doktora bittiğinde de kadrosu ve parası devam etmektedir. ve yardımcı doç-doç-prof falan güzel güzel gitmektedir.
50-d: olan türler ise sevinse mi üzülse mi belli değildir. bunlar kadroludur ama sözleşmeli personel gibi doktoraları bittiği an maaşları ve kadroları da bitmektedir. açıkta kalacaklardır ve o açıklıkta acaba beleşe okulda kalıp bir daha kadro mu bekleseler yoksa özele kaçıp bir yerlerde işe mi başlasalar karar verememektedirler. bu yüzden bunlar doktoranın son dönemlerine doğru iyice yüzü asık ve hep düşünceli tipler olurlar.
He bir de 3. bir tip vardır ki benim de dahil olduğum ne 33-a ne 50-d hiçbir şekilde kadro bulamamış ve bekleyemeyen, cepten yiyemeyen tiplerdir. Bu yüzden akademisyen olma hayalini başka baharlarda yaşayabilirler. özel sektörde orada, burada çalışıp doktora tamamlamaya çalışırlardır ki bunlar daha acınasıdır.
o değil de kadro olsa da isterse çamurdan olsaydı bea.*