bir zamanlar zall adlı bir tanrı, yine kendi katında oturup durmaktaymış. ulan ne kadar tanrıyım, tanrılıktan batmıyorum falan diye düşünmekten gına gelmiş olacak ki, yalnız olduğunu kafasına dank edivermiş. ne yapacağını düşünürken, kafasına tanrı olduğuna dair onu sık ziyaret eden düşüncelerden biri daha gelmiş ve bu ikisini birleştirince istediği her şeyi yapabileceğini anlamış. anlamış anlamasına da, her şey neymiş. tamam her şeyi yapabiliyormuş da mesela neymiş yani. en kötü ne olurmuş lan mesela. öhöm. en kötü diyince kendi zıttını da yaratmak aklına gelmiş ve inci adında yakışıklı bir adam yaratmış. kötü diyince aklına çirkin gelmiyormuş henüz çünkü. kendi düşüncesi o adama ters işliyormuş. o ne düşünse inci tersini düşünür olmuş. o ne kadar üstbenini tatmin eden, orgazmlardan orgazmlara sürükleyen şey yapıyorsa inci de bilinçaltının pisliklerini oraya buraya döküyormuş.