18 temmuz 1988: hacettepe üniversitesi hastanesinde 6 ay 28 günlük ve 1.5 kilo olarak dünyaya geldim.
mart 89: erken doğan bebekler için uygulanan diyet sonucu 15 kiloya çıktım. doktorlar bu sefer zayıflamam için diyet yazdılar. bu diyet yaklaşık olarak 1 yıl devam etti.
1992: bir kış günü okumayı öğrendim. bunda o zamanların çarkıfeleği ve susamsokağı etkili olmuştur. bu sene annem git gide şişmeye başladı.
şubat 1993: annemde meydana gelen şişliğin nedeninin içinde bebek olmasından kaynaklandığını öğrendim. anne ben nasıl oldum sorusunu da bu zamanlarda sorduğum rivayet edilir.
16 mart 1993: öğlen 12 sularında annemle babam bi bebekle geldiler. bebek büyüyüp evlenene kadar bizimle kalıcakmış ve bana abla diyecekmiş.
yine 1993: futbol diye bi şeyin olduğunu öğrendim. beşiktaş takımına gönül verdim.
yine 1993: hayatımın eğitim öğretim dönemi başlamış oldu.
2002: lgs denen zımbırtıya girdim. kazanamadım. süper liseye kaydoldum.
yine 2002: gitar çalmaya başladım.
2004: hayatımın kazığını yedim.
yine 2004: hayatımın kazığını atan kişiye hayatının dayağını attım.
yine 2004: penguen diye bi dergi keşfettim. okumaya başladım. kirli duygu ve düşüncelerimden arındım. agresif tavırlarım yok oldu.
29 kasım 2004: sigaraya başladım.
2006: öss ye girdim. işletme okumam diye diye tobb etü işletme bölümüne yerleştirildim.
18 kasım 2006: babamdan öte babam olan canım dedemi bu dünyadan uğurladım.
2007: tobb etü de hazırlık sınıfındayım. ingilizce öğrenmeye çalışıyor, diğer yandan sevgili semih şahinelin * kulaklarını çınlatıyorum.
2008: hayata en çok küstüğüm yıl oldu. iki sene hazırlık okumayı gururuma yediremedim ama seve seve okudum tabi. sevmekten vazgeçtim. eylül gibi 1. sınıf oldum. iki sene ingilizce işkencesinden sonra dört elle derslere sarıldım. ortalama fena gelmedi.
9 aralık 2008: doğum günümden sonra hayatımdaki en anlamlı ikinci gün. yalnız geldiğim bu dünyada iyice yalnızları oynarken, aslında yalnız olmadığımı kafama çotank diye vurdu biri. tatlı diliyle ince ince işledi ruhuma kendini. sevilmenin mutluluğunu öğretti. mesafesiz sevmeyi de.
1 şubat 2009: hayatımda daha mutlu olduğumu hatırlamıyorum. en azından şimdiye kadar biriktirdiğim anılarımda beni en çok mutlu eden gün, bugündü.
13 ağustos 2011: hayatımın en zor ve acı günlerinden biriydi. kolum kanadım kırıldı sanki. acıdan gözlerim şişene, boğazım düğüm düğüm olana, sesim yok olup gidene kadar ağladım. kimse duymadı sesimi. o gece dünyanın en uzun gecesiydi. ve onu takip eden yaklaşık 40 saatlik zaman diliminde de ağladım. durdum... durdum... ağladım. evde aileyle yaşamanın en kötü zaman dilimiydi bu. bağıramadım. duvarlara vura vura ağlayamadım. evden kaçmak zorunda kaldım ağlamamak için. bana bıraktığı anıların canımı bu kadar yakacağını hiç mi düşünmedi diye sitemler ettim.
15 ağustos 2011: bu akşam bana cennet bahçelerinden bir köşe bahşetti bana. 9 aralıktan sonraki en önemli 2. gece budur benim için. o da beni seviyormuş meğersem!
9 aralık 2011: mutluyuz. eskimiş gibi değil de yeniden doğmuş gibi hissediyorum. bütün gece dua ettim, bizi kavuştur diye. duam kabul olur inşallah. (amin)
12 aralık 2011: korku adamın aklını bile alan bir şeymiş. evet.