ilkokuldaydım. o zamanlar ulusal bayramları ve anma günlerini yapılması gereken ritüel olarak görürdüm. 10 kasım'ın da anlamını çok sorgulamazdım. naif bir sınıf öğretmenimiz vardı. derslerinde gürültü boldur. çoğu zaman zor ders işlenirdi. bir 10 kasım günü bize bu belgeseli izletmişti. daha belgesel başlamadan fısıltılar gevezeliğe dönüşmüştü ki akabinde can dündar etkileyici sesiyle konuşmaya başladı. ardından o tüyler ürperten müzikle bu gürültücü sınıfın sesi birden kesildi. herkes kafasını dahi çevirmeden belgeseli izliyor ve 10 kasım 1938 tarihine adım adım yaklaşırken gözler biraz daha buğulanıyordu. kırmızı karınca masalı, sarı zeybek, 29 ekim kutlamalarında ata'nın ankara'ya gidememesi, en son 10 kasım sabahı 9.05'te ölümü ve yaverinin kendisini vurması.
belgesel bitiminde dağılmış ve bir süre daha konuşmaya hali kalmamış bir sınıf.
her seferinde aynı hisleri yaşatan mükemmel bir atatürk belgeseli.